Âşıklık geleneğinde atışmalar çok önemli bir yere sahiptir. Âşıklıkta ilk iş ruh dünyasındaki
değişikliği saza döküp topluluğa saz ile sunmaktır. İkinci iş ise âşığın tanınmış bir âşıkla
karşılaşması, onu yenmesi “bağlaması” gereklidir.
Âşık karşılaşmalarını içerik yönünden üç grupta ele almak mümkündür. Âşıklar arasında
yapılan şiir yarışmalarında birinin okuduğu dörtlüğe veya beyite bir diğeri tarafından aynı vezin ve ayakla cevap verilmesi, âşık edebiyatının en zor ve halk tarafından en çok ilgi gören
yarışmalarından biridir.
Âşıklık geleneğinde “karşılaşmalar”ın özel bir yeri vardır. Karadeniz’de âşıklar, temeli
daha çok mâni esasına dayalı “karşıberi” veya “atma türkü” söylerler. Âşıklar, bu karşılaşmaları
belli bir sistem içinde gerçekleştirirler. Herhangi bir karşılaşmanın bu akış içinde olması
zorunluluğu yoktur.
Âşıklık mesleğinin önemli aşamalarından biri de âşığın bulunduğu yerde veya seyahate
çıkarak gittiği yörenin tanınmış âşıkları ile atışmasıdır. Atışmaların en belirgin özelliği
âşıkların soru cevap niteliğinde devam eden şiirlerle birbirlerini yoklamalarıdır. Atışma örneklerine
16. yüzyıldan itibaren rastlanmaktadır. Özellikle halk hikâyelerinde, bu yüzyıldan
itibaren atışma özelliği taşıyan karşılıklı şiir söyleme örnekleri görülmektedir. Atışmalarda
daha çok iki âşık yer almakla beraber, üçlü hatta daha fazla âşığın katıldığı atışmalar da
vardır.
Bu çalışmada Çukurova âşıklık geleneği çeşitli yönleriyle ele alınmıştır.