Edith Wharton (1862-1937), romanlarında genellikle yaşadığı dönemin üst sınıf insanlarının toplumsal ve bireysel sorunlarını ele alır. Çoğu eseri, üslup romanları olarak bilinir ve üst sınıf ailelerin üslupları, cinsellik ve maddiyatçılık gibi temaları içerir. The House of Mirth (1905) romanı, Blake Nevius’ın da dediği gibi, Amerika’da toprak ve ormanların sömürülmesiyle aynı anda insani ve ruhsal kaynakların da heder edildiğini gösterir (1953: 55). Bu eserde işlenen ahlaki çöküntü de insani ve ruhsal kaynakların nasıl heba edildiğinin bir örneği olarak görülebilir. Bu çalışmada, kentleşme ve materyalizm yüzünden ahlak değerlerinde özellikle evlilik kurumunda yaşanan yozlaşma ve kentleşme olgusu, ayrıca eserdeki karakterlerin, yozlaşmanın bir delili de olan, itibarları için mücadele ederken nasıl sosyal kelepçeler içinde acı çektikleri incelenmiştir. Kentleşmenin getirdiği sorunlar da özellikle Lily Bart’ın ölümüne neden olan kadınlar arası düşmanca ilişkiler içinde ele alınmıştır.