Dünya üzerindeki tüm kültürlerde halk dansları çeşitli şekillerde sınıflandırılmıştır. Yapılan tüm sınıflandırmalarda savaş konulu danslar özel bir yer tutar. Bu dansları özel kılan ise ait olduğu toplumun birlik-beraberlik duygusunu güçlendiren güçlü bir araç olmasıdır. Örneğin bir toplumun hafızasında yer etmiş bir kahramanın davranışı veya bir savaşın anısı o toplumun bütün bireylerini şekillendirdiği görülmüştür. Savaş dansları içerisinde yer alan silahlı danslardan kılıçlı olanlar dünyadaki birçok kültürde kahramanlık sembolü olarak görülmektedir. Kılıcın etkisinin doğrudan bilek gücüne dayanması nedeniyle kılıçla yapılan danslar ilk çağlardan beri yiğitlik, mertlik göstergesi olarak icra edile gelmiştir. Yüzyıllar boyunca birçok toplumun geleneksel halk danslarının içerisinde yer alan savaş dansları arasında en yaygın olan dans kılıç dansları, bazen tek kişi tarafından solo olarak bazen iki kişi arasında karşılıklı olarak bazen de kalabalık bir dansçı grubu tarafından karşılıklı olarak veya daire şeklinde icra edilirler. Antik Anadolu uygarlıklarında da görülen kılıç dansları Avrupa kılıç danslarının kökenini oluşturması açısından önem taşımaktadır. Çünkü bu tür danslar Hititlerden Friglere, Lidyalılardan Helenistik dönem ve Bizans uygarlığına kadar birçok kültürde karşımıza çıkmaktadır. Türklerin Anadolu’ya yerleşmesi ile beraberlerinde getirdikleri “Bozkır” kültürünün Akdeniz ve Mezopotamya kültürleri ile harmanlanmasıyla oluşan günümüz Anadolu Türk kültüründe de kılıçlı dansların varlığı görülmektedir. Çalışmanın amacı günümüz Anadolu’sunda görülen kılıçlı dansların neler olduğunu ve bu dansların Anadolu sahasında nasıl bir dağılım gösterdiğini ortaya koymaktır. Bu amaç doğrultusunda çalışma, kılıç genel adı altında kama, pala, yatağan, hançer ve bıçak gibi kesici silahları kapsamakta ve Anadolu sahası ile sınırlandırılmaktadır. Yöntem olarak da konu ile ilgili yazılı ve görsel materyallerin incelenerek çözümlenmesini içeren doküman analizi tekniği kullanılmıştır.