Bu çalışmada kanaryaların insanlık tarihindeki yerleriyle son dönem Osmanlı kültüründe ve gündelik hayatında edindikleri konum değerlendirilmiştir. İnsanın toplayıcı-avcı toplumlardan itibaren doğayla kurduğu bağ uygarlık tarihinin gelişimiyle bütünleşerek bugüne ulaşmıştır. Bu bağın özgün örneklerinden olan kanaryaların dahil oldukları serinus cinsi, erken tarihlerden itibaren insani ilişki ve iletişimlerin çekim alanına girmiştir. Ancak XV. ve XVI. Yüzyıllarda coğrafi keşiflerin getirdiği yeni olanaklar Kanarya Adası’ndaki özgün serinus türünü kapitalist bir tüketim aracına dönüştürmüştür. Kanarya merakı ve ticareti Osmanlı toplumunda da ilgiyle karşılanmıştır. Göçebe Türklerin hayvanlarla, kuşlarla kurdukları bağlar Selçuklu ve Osmanlı kültürel öğelerini etkileyerek kanaryayı Osmanlı gündelik hayatının parçalarından birisi haline getirmiştir. Özellikle Osmanlı Devleti’nin son yıllarında edebi metinlere, folklorik öğelere, kitaplara, arşiv belgelerine bu canlının çeşitli anlatımlarla yansıtılması dikkat çekicidir. Kanaryaların geçmişini ve Osmanlı kültürel hayatına yansımalarını açığa çıkartmayı amaçlayan bu çalışma nitel bir araştırmadır. Araştırmanın verileri günümüz literatürü ile XIX. yüzyılın sonlarıyla XX. yüzyılın başlarında yoğunlaşan belgelerden, kitaplardan, makalelerden elde edilmiştir. Bu çalışma kanaryaların insanlık tarihinin gelişiminde, kültürel, ekonomik ve estetik tanımlamalarla algılamalara maruz kaldıklarını açığa çıkartmıştır.