Sevgi Soysal’ın Tante Rosa (1968) ve Jeanette Winterson’ın Vişnenin Cinsiyeti (1989) isimli eserlerinde toplumsal ve bedensel bağlamda kadının abartılı bir hicivle tasviri yapılır. Bu çalışma, her iki eserde verilen bu beden imgesinin betimlenmesini Kristeva’nın iğrenç (abject) ve Bahtin’in grotesk kavramı ile tartışır. Rosa ve Köpekli Kadın ana karakterleri, yaşadıkları ve/veya terk ettikleri toplumları karnavalesk bir mekân olarak tanımlayarak kendilerini grotesk unsurlarla bezeli bir tasvirin içine konumlandırırlar. Bu tasvirler, uyumsuzlaşan ve ucubeleşen kadının iğrenç (abject) kavramı aracılığıyla nasıl var olduğunu örneklendirerek açıklar. İki eserin de ortak noktası, masalı gerçeklikle girift şekilde sunması ve betimlemelerde grotesk unsurlara yer vermesidir. İki yazar da bu kadın karakterlerin benliklerini deneyimlemek için toplumsal ve fiziksel manada canavarca dişilliğe ve başkaldıran tavırlarına atıfta bulunarak toplumsal cinsiyeti ve cinselliği hem keşfeder hem de eleştirir. Çalışma kapsamında, Soysal ve Winterson’ın eserlerinde abartılı biçimde verilen kadın yaşamı ve bedeni tasvirinin gülünçleştirmeden ancak trajikleştirmeden de kadının varlığı ile ilgili kendi seçimini yapma süreci tanımlanır.