Yalan haber, son yıllarda bir araştırma alanı olarak dünyanın farklı yerlerindeki araştırmacıların ilgisini çekmektedir. Şimdiye kadar genellikle iletişim alanındaki bilim insanlarının üzerine eğildiği yalan haber konusu, özellikle ABD Başkanı Donald Trump tarafından 2016 yılındaki bir basın toplantısında gündeme getirildikten sonra, ana akım medyanın etkisiyle dünyanın farklı bölgelerinde yankı bulmuş ve yalan haber hakkında yeni bir farkındalık oluşmuştur. Yeni bir çalışma alanı olarak halk bilimcilerin de dikkatini çeken yalan haber konusunda yapılan az sayıdaki çalışmada, yeni bir çalışma alanı olarak kabul edilen yalan haberle ilgili terminoloji ve araştırma yöntemi belirlenmeye çalışıldığı görülmektedir.
Bu makalede, mevcut çalışmalardan farklı olarak yalan haberin ortaya çıkmasında ve yayılmasında etkili olan aktarım ortamları hususu odak noktası olarak belirlenmiştir. Ayrıca, bu aktarım ortamlarının, gerçeklik iddiasında olan metinlerde sunulan bilginin niteliği üzerindeki etkisi tahlil edilmeye çalışılmıştır. Bu bağlamda makalede, yalan haberin mahiyeti ve folklorla ilişkisi hakkındaki tartışmalara yer verilmiştir. Diğer taraftan, bilgi paylaşım ortamı ve bilginin üretim ve paylaşımını incelemede halk bilimcinin konumunun ne olması gerektiği hususunda değerlendirmelerde bulunulmuştur. Ayrıca; bu makale, halk bilimi alanında yeni bir çalışma alanı olarak önerilen yalan haber ile ilgili Türk bilim insanları tarafından kullanılabilecek ortak bir terminoloji oluşturma ve yeni alt çalışma konuları belirleme girişimi olarak da kabul edilebilir.