Bu çalışmada endüstriyel kapitalizmin yıkıcı yayılımına tepki olarak ortaya çıkan Türkiye'de yerel halk veya taban çevre hareketlerinde ekoaktivist şiirin bir analizi yapılmaktadır. Doğal dünyanın dizelerde temsil edilmesi ve buna ilişkin farklı bir anlayış veren şiir yerel çevresel aktivizmin ve edebiyatın en önemli araçlarından birisini oluşturur. Bu şiir insanları harekete geçirme, hayatlarını değiştirme yeteneğine sahiptir. Protestonun sesi, ekoaktivist şiir, okuyucunun kararlılığını artırabilen ve değişim için kolektif çağrıyı güçlendiren bir şiir tarzı olarak tanımlanabilir. Ekoaktivist şiir, doğal dünyamızla bağ kurmak ve tüm bu bağların daha iyi anlaşılmasını sağlamakla ilgilidir. Genel kamuoyu arasında sosyal ve çevresel meselelere yönelik farkındalığı ve duyarlılığı arttırma teması ekoaktivist şiirin ayırıcı niteliğidir. Bu şiir teknoloji, kişisel çıkar ve ekonomik güç tarafından tehlikeli bir şekilde doğadan kopartılan modern dünyanın tehlikelerini ve yoksulluğunu dramatize eder. Sosyal, kültürel ve çevresel yıkıma karşı koymaya çalışan bu şiirler, dinlemek isteyen herkesi uyarır ve uyandırır. Bu makale yerel yaşam dünyalarını etkileyen çevresel sorunlara şiirle verilen yanıtları ve şiir ile ekolojinin birbiriyle nasıl ilişkili olduğunu dikkatli bir şekilde değerlendirerek seçilmiş şiirleri eko eleştiri ve politik ekoloji bakış açısıyla incelemektedir. Bu makale yöntem olarak çok disiplinli bir yaklaşımı kullanmaktadır.
Politik ekoloji, eko eleştiri ve eko şiir perspektifini kullanan bu çalışma eko şiirin politik bir sanat olduğu kadar politik bir pratik olduğunu da gösterme amacındadır. Şairinin bilgi birikimine ve doğrudan gözlemlerine dayalı toplumsal ve ekolojik bilgiler sunan ekoaktivist şiirler doğal çevreye ve şiir, okur ve içinde yaşadıkları çevre arasındaki mekânı etkileyen meselelere ilişkin daha derin bir anlayış kazanabilecekleri dinamik ilişkinin bir yorumunu verir. Bu şiirler, şiirlerin altında yatan sosyoekolojik meselelerin bir sunumunu yapar, sosyoekolojik süreçler ile bu süreçlerin şiirlerdeki betimlemeleri arasında doğrudan, fark edilebilir ve dolaylı bağlantıları gösterir. Bu şiirler olabildiğince geniş bir izleyici kitlesine ulaşmaya çalışarak, izleyici kitlesinde farkındalık yaratma amacıyla birer direniş aracı olarak kullanılarak ve doğal dünyayı, doğal mekânı, sucul çevreyi, yerel dili ve duyguları, mekânsal ve zamansal değişmeleri, sosyoekolojik süreçleri, direnişçilerin deneyimleri, düşünceleri, hatıraları, hayalleri ve motivasyonlarını yansıtarak temel çevresel meselelerin dizelerle nasıl iletilebileceğini, görselleştirilebileceğini ve değişen derecelerdeki ekolojik bilgi ve kaygıların nasıl sergilenebileceğini gösterir. Bu şiirlerde şair, okuruna bir durumu yorumlamak üzere kullanabilecekleri ipuçlarını vermek için birikmiş bilgilerini kullanır. Şair fiziksel ve toplumsal çevreyi şirketlerin etkilerine ilişkin bazı fikirler vermek, mevcut çevre yönetim biçiminin sürdürülmesi halinde ortaya çıkabilecek alternatif gerçeklikleri göstermek üzere uygun gördüğü biçimde kurar. Bu şiirlerin yerel çevreler (nehir, çay, vadi, dere, dağ, tepe) ile civardaki insanlarla güçlü bir duygusal bağı ve bağlantısı vardır. Bu şiirlerin hepsi okuyucusuna çevresel ve ekolojik adalet kaygılarına ilişkin yeni bir bakış, yaşamsal ve değerli çevrelerimize ilişkin farklı bir ekolojik anlayış sunmaya çabalar.
Bu çalışmada Türkiye’nin farklı yerlerinden sanal kartopu tekniği ile toplanan şiirler arasından seçilmiş şiirlerin her biri verdiği ekoloji politik mesajlar ve içerikler tespit edilerek ve yorumlanarak analiz edilmiştir.