İnanç tarihi, kişioğlunun dünya üzerinde var olduğu günden bu yana, çeşitli tabiatüstü varlıklara dayalı anlatılar çerçevesinde gelişen dinî sistemlere sahip olmuştur. Kuşaktan kuşağa aktarılma özelliği de taşıyan bu inanç sistemleri içerisinde yer alan ve bu unsurları besleyen kavramlardan biri de mitlerdir. Yaşanılan toplumsal düzen içerisinde daha çok bilinmeyen zamanlardan miras alınan genellikle dünyanın yaratılışı, insan varlığı ve Tanrı kavramı üzerine odaklanan mitler, özellikle ağaç, tepe, dağ, taş vb. kültlere sahiptir. Bu mitler arasında yer ile gök arasındaki bağlantıyı sağlayan Hint, Çin, Japon, Grek ve İran dinî geleneği içerisinde “evrenin merkezi” olarak görülen dağ kültü yer almaktadır. Gökyüzünün sahip olduğu yükseklik ve sonsuzluk ihtişamından hareketle, yüce bir varlığın bu mekânda bulunduğu inancını taşıyan insanoğlu, gökyüzü ve dağa kutsal gözüyle bakarak dağ kültünü ortaya koymuştur. Hinduizm ve Budizm içerisinde Sumeru ya da Meru Dağı olarak görülen bu dağ kültü, özellikle Budizm’i benimsemiş halkların dinî yaşam sistemi içerisinde önem arz etmektedir.
Uygurların şehir yaşamı ve ticaret temelli geliştirdikleri ilişkiler sonucu benimsenen Budizm’le Orta Asya’da Sumer~Sumeru sözcükleri özelinde kutsal dağ kültünün yer aldığı görülmektedir. Orta Asya Türk Budizmi içerisinde Uygurların Toharca A/B üzerinden Türkçeye aktardığı Sumer~Sumeru ifadesi, Budizm ve Hinduizm’de olduğu gibi, “dünyanın merkezinde duran dağ” anlamını taşımaktadır. Eski Uygur Türkçesinin Budist metinlerinde rastlanılan “Sumer~Sumeru Tag” ifadesi, Türk dilinin dinî terminolojisi içerisinde yer alan Budist bir terimdir. Bu çalışma ile Eski Uygur Türkçesinin Budist metinlerinde görülen “Sumer~Sumeru Tag” ifadesi özelinde, kutsal din ve inançlarda yer alan dağ kültü kavramı hakkında bilgiler verilerek Eski Uygur Türkçesinde görülen bu dinî terimin sahip olduğu kavramsal değer, bu açıklamalarla ortaya konmak istenmiştir.