Edebiyat eleştirisinin Tanzimat döneminden başlayarak yalnızca edebî alanı ilgilendiren bir edebî tür olmadığı, siyasi alanla çok yakın bir ilişki içinde olduğu dikkati
çekmektedir. Eleştiri etkinliğinin en belirgin özelliklerinden biri, edebiyat eleştirisinin
kendisinin modernleşmenin simgesine dönüşmüş olmasıdır. Bir diğer özellik ise, kuramsal bir çerçeveye dayanan “nesnel eleştiri”nin uzunca bir süre yerleşmemiş olması, edebiyat metinlerinin daha ziyade kişisel beğeni ile şekillenen öznel yargılar doğrultusunda
değerlendirilmesidir.Divan şiiri ile ilgili değerlendirmeler, edebiyat ile siyaset arasındaki
sınırların modernleşme bağlamında bulanıklaşmasının en açık gözlemlenebildiği alandır.
Divan şiiri ile ilgili Tanzimat döneminden başlayarak giderek basmakalıplaşan değer dü-
şürücü yargıların kaynağı araştırıldığında, bu iki özelliğin belirleyici olduğu görülmektedir. Divan şiirinin Osmanlı-Türk edebiyatı içinde olduğu gibi dünya edebiyatı içindeki
yerinin sağlıklı bir şekilde ortaya çıkarılmasının ise “nesnel eleştiri”nin gelişmesine bağ-
lı olduğunun altı çizilmelidir.