Sosyologlar cinsiyet terimini genellikle bedenin erkek ya da dişi olarak tanımlamasına
neden olan anatomik ve fzyolojik farklılıkları ifade etmek için kullanırlar. Toplumsal
cinsiyet ise tersine erkek ve dişiler arasındaki toplumsal ve kültürel farklılıklarla ilgilidir
(Giddens 2009). Cinsiyet doğal bir kategori olarak görülmekte birlikte cinsiyet rolleri bir
kültürdeki normatif erkeklik ve kadınlık tarifyle kaçınılmaz biçimde birbirine bağlıdır.
Birey kadın veya erkek rolleri yerine getirerek sosyal dünyaya katılır. Kadın ve erkek rolü
verili olarak toplumda yer almaz, inşa edilirler. Kadının ve erkeğin bu rolleri toplumsal
cinsiyetini ortaya çıkartır. Toplumsal cinsiyeti Virginia Clarke ve Victoria Braun üç faklı
bağlamda değerlendirir. Bunlar doğal olarak toplumsal cinsiyet, yetiştirilmenin sonucu olarak
toplumsal cinsiyet ve toplumsal bir kurgu olarak toplumsal cinsiyettir (Clarke ve Braun
2012). Bu çalışmada Çin Uygur Özerk Bölgesi (Doğu Türkistan olarak da bilinmektedir)
Taklamakan Çölünün Güneyindeki Uygurların evlilik pratiklerinde ortaya çıkmış olan
cinsiyet rolleri ve bunun çağdaş Uygur toplumu içindeki erkek ve kadının rol ve statüsü
üzerindeki etkisini ele alacağız.