Kültür, toplumların tarihsel ve toplumsal gelişme süreçleri içinde yarattıkları maddi ve
manevi değerler ile bunları yaratmada ve gelecek kuşaklara aktarmada kullanılan araçların
bütünü olarak tanımlanmaktadır. Gelenek ise kültürün önemli yapı taşlarından biridir. Maddi
olmayan ve kuşaktan kuşağa aktarılan kültür öğeleri şeklinde tanımlanabilen gelenek, aslında dar
anlamıyla bir toplumun belli konulardaki görüşleridir ve toplumsal yaşamın düzenlenmesinde
rol oynar. Genellikle aile, hukuk ve din gibi toplumsal kurumlar üzerinde etkilidir. Ancak
zaman zaman bilim ve sanat üzerinde de etkili olmaktadır. Geleneğe ait kimi öğeler geçmişten
günümüze uzanır, farklı kültürlerde farklı biçimde yaşar ya da modern anlatıya damgasını
vurur. Kimi zaman da geleneksel olan ile modern olanın çatıştığı görülür. Geleneksel öğelerin
modern dünyanın baş döndüren hızı içerisinde yeni durumlara büyük bir uyumla varlığını
sürdürdüğü de bilenen bir gerçektir. Bu çalışmada halk kültürünün bir parçası, sözlü geleneğin
küçük bir öğesi olan turna motifinin Batıdan Doğuya ve geleneksel olandan modern anlatıya
yansımasının sonuçları, bir edebî metin üzerinden irdelenmeye çalışılacaktır. Öncelikle Batı
ve Doğu kültürlerinde genelinde kuş, özelinde ise turna ve buna dair inanmalara kısaca
değinilecektir. Ardından Nobel Edebiyat Ödülü sahibi Japon yazar Yasunari Kavabata’nın Bin
Beyaz Turna adlı romanında, geleneğin izleri aranacaktır. Geleneksel kültürün bir öğesinin
modern anlatının kurgusu içinde yorumlanış biçimi ele alınacaktır.