Toplumların karakterini ve benliğini oluşturan kültürün korunması, gelecek kuşaklara aslına ve çağa uygun bir şekilde aktarılabilmesi son derece önemlidir. Geleneksel el sanatları kültürün önemli bir parçasını oluşturmaktadır. Somut olmayan kültür değerleri içerisinde yer alan çini, bu sanatlardan bir tanesidir. Anadolu topraklarına Selçuklular ile birlikte gelen geçmişte kâşî, evânî olarak isimlendirilen çini kadim bir Türk sanatıdır.
Çininin asırları aşarak geleneksel köklerinden kopmadan varlığını idâme ettirebilmesi onu, aslına sadık kalarak bugünlere taşıyan sanatkârlar sayesindedir. Bu makalenin konusunu, kadın çalışmalarının çini sanatındaki örnek karakteri olan Naciye Nur Avlupınar ‘ın sanatı ve Yaşayan İnsan Hazinesi bağlamında sanat faaliyetleridir. Otuz sekiz yıldır çini sanatı ile meşgul olan sanatkâr; hoca-talebe, usta-çırak geleneği ile meşk usulü yetişmiştir. Sanatına, aslına bağlı kalarak pek çok yenilik getirmiş, bu yenilikleri kendi eserlerinde örneklemiş, ülke içinde ve dışında açtığı sergilerle Türk çini sanatını 21. yüzyıla ait özellikleri ile tanıtmış ve bu alanda öğrenciler yetiştirmiştir.
Çini sektöründe sadece işçi, boya ve tahrir ustası olarak çalışan kadınların yanı sıra bu işin hem sanat hem de zanaat kısmına hâkim olan Avlupınar’ın, bu alanda yaptığı yenilikleri, ortaya koyduğu eserleri ve sanatsal çizgisini değerlendirmeyi amaçlayan bu çalışmanın teorik kısmında literatür taraması, veri toplama kısmında görüşme yöntemi kullanılarak derinlemesine mülakat yapılmıştır.