Simon Estok’un ortaya attığı ekofobi terimi, doğadan hiçbir mantıklı dayanak olmadan
korkmayı ya da ona karşı nefret duymayı işaret etmektedir. Ekofobi, kültüre
o denli işlemiştir ki doğa farkındalığına sahip yazarların eserlerde bile ekofobinin
izlerini görmekteyiz. Söz gelimi günümüz yazarlarından Faruk Duman’ın ekokurgu
olarak kabul edilebilecek eserlerinde ormana karşı duyulan bir korkudan bahsedilebilir.
Bu durum öncelikli olarak bir çelişki ortaya çıkarmaktadır: Şöyle ki Faruk
Duman doğa farkındalığı yüksek olan yazarlardan biridir. Doğa, onun romanlarında
kesinlikle yalnızca bir arka plan değildir. Doğanın kendine has bir kişiliği vardır
ve olayların gelişimine yön verir. Hatta Duman, romanlarını doğa ile insan birlikteliği üzerine kurar. Buna rağmen eserlerinde doğaya duyulan korku oldukça fark
edilirdir. Bu eserlerde orman, bütün ürkünçlüğüyle okurun karşısına çıkar. Roman
karakterleri çeşitli sebeplerle girdikleri/içinde bulundukları ormana tedirginlikle
yaklaşırlar. Bu çalışmada doğa farkındalığı yüksek yazarların eserlerinde bile doğa
ile insan ilişkisinin ne denli çetrefil bir düzlemde yer aldığını, nedenleriyle birlikte,
ortaya koymaya çalıştım.