Tarih boyunca bir halkın ortaya koyduğu maddi ve manevi değerler bütünü olan kültür, sadece bir miras değil, aynı zamanda yaşayan bir bellektir. Millet olmanın temelinde dil, din ve ideal birliği yatar. Milletler geçmişten günümüze kadar edindikleri kültürel değerlerini koruyup muhafaza ederek gelecek nesillere aktarırlar. Böylece millet olma özelliklerini korurlar.
Son 40 yıldır iç savaşlar ve çatışmalarla boğuşan Afganistan bölgesinde bulunan farklı etnik gruplarda önemli kültürel erozyonlar meydana gelir. Bütün bu değişikliklere 1979’da Rus işgali ile başlayan ve günümüze kadar devam eden sıkıntılar ve karışıklıklar sebep olur. Kültürel miraslar korunamamış veya yanlış bir yola sevk edilir. Bazı dini değerler kültürel olarak kabul edilirken, kültürel değerler dinin yerini alır.
2001 yılından itibaren Afganitan’da Taliban rejiminin devrilmesiyle, hızla ilerleyen teknoloji ve medya, Afganistan toplumunu büyük ölçüde etkisi altına alır. İlk olarak Hint dizileri ve daha sonra Türk dizileri televizyonlar’da yayınlanırken, Afganistan toplumunun geleneksel ve kültürel değerlerinin korunması zorlaşır ve önemli değişikliklere uğramaya başlar. Buna bir de bilinçsiz cep telefonunu eklersek nasıl bir kültürel erozyon yaşandığı görülür.
Afganistan’da yaşayan Türkmenler, her ne kadar aynı sıkıntılara maruz kalıp çalkantılı bir süreçten geçse de yaşadığı bölgeleri büyük ölçüde terk etmemişler ve tarihten gelen gelenek – görenek ve adetlerini ağırlıklı olarak koruyabilmişlerdir.
Bu yazımızda Afganistan’da yaşayan Türkmenlerin tarihine kısaca değindikten sonra Faryab bölgesinde yaşayan Türkmen toplumunun tespit edebildiğimiz doğum ve çocukla ilgili örf, adet, inanç ve uygulamaları verilmeye çalışılmıştır.