Türk siyasal düşüncesinin yapısına, işleyişine ve nasıl olması gerektiğine ilişkin ilk örneklere, Türk tarihi açısından olduğu kadar Türk felsefe tarihi açısından da hatırı sayılır bir konuma ve öneme sahip olan Orhon yazıtlarında rastlanmaktadır. Yazıtlarda karşılaşılan ve özellikle siyasal yönetimle ilişkisi bakımından öne çıkan en temel kavram ya da anlayış ise kuttur. Bu nedenle kutun anlam dünyasının çözümlenebilmesi adına, yazıtlarda yer alan ifadeler incelenmiştir. Öncelikle kut sözcüğünün geçtiği ifadeler, ardından ise kut sözcüğünün geçmediği ancak kut anlayışına işaret eden ifadeler detaylıca incelenmiş ve kut kavramının siyasal yönetime nasıl zemin oluşturduğuna bağlı olarak tanımı yapılmıştır. Buna göre kut, yazıtlarda Tanrının yönetici olacak kişiye bağışladığı, inanç temelli bir üstün nitelik olarak betimlenirken siyasal otoriteye/egemenliğe bir tür gerekçe olarak sunulan bir anlam dünyasına sahip bir kavram olarak tanımlanmıştır. Ardından ise Max Weber’in otorite/egemenlik konusundaki düşünceleri irdelenerek kut anlayışıyla karşılaştırmalar yapılmış ve çalışmanın da temelini oluşturan karizma düşüncesi detaylıca ortaya konularak Weber’in dile getirdiği karizmatik otorite/egemenlik ekseninde kutun karizma olup olamayacağı değerlendirilerek tartışılmıştır. Yapılan değerlendirmede kutun; Tanrı vergisi olma, kriz durumlarında ortaya çıkma, ekonomik kaygılardan uzak olma, aynı ailedeki başka kişilerde de görülme gibi karizmayla benzer yönlerinin bulunduğu tespit edilmiştir. Ancak kut sahibi olan bir kağanda karizmada olduğu gibi karizmadan alınan güçle yönetilenlerin efendisi olmasına benzer bir yönetici kimliğinin görülmeyişi, kutun nasıl görüldüğüne ilişkin ya da nasıl bir kabullenmenin gerçekleştiğine yönelik olarak yazıtlarda yönetilenlerin perspektifinden herhangi bir ifadenin yer almıyor olması ve karizmanın ortadan kalkmasına benzer şekilde kutun geri alınmasının ya da ortadan kalkmasının gözlemlenmiyor olması gibi farklılaşan yönlerinin bulunduğu da görülmüştür.