Normatif yapılarla içeriği ve çerçevesi tayin edilen ahlak kavramının mevcudiyeti, insanlık tarihi kadar eskidir. Sosyal bir varlık olan insanın bir arada yaşama noktasında düzenleyici önermeler sunan ahlak kurum ve öğretilerine duyduğu ihtiyaç hiçbir zaman eksilmemiştir. Teolojik, kültürel ve hukukî zeminlerde biçimlenebilen ahlak öğretileri, bireyin tutum ve davranışlarını, insanlar arası ilişkileri, dolayısıyla da toplumsal hayatı düzenlemeye yönelik olarak sunulan kaideler toplamına işaret eder. İnanç sistemleri de teolojik düzlemde ahlaki yanıtları olan ve bu yanıtlar vasıtasıyla sosyal insanın moral boyutunu biçimlendirmeyi vaat eden yapılardır. Alevi-Bektaşi inanç sisteminde de teolojik ve felsefî boyutları oluşturan unsurların yanında sosyal hayatı düzenleme misyonu olan yapılar da mevcuttur. Bu yapılar, insanlar arasındaki ilişkileri düzenleme vaadi taşımaları ve teolojik bir altyapı üzerine inşa edilmeleri dolayısıyla, ahlaki önermeleri de olan yapılardır. Alevi-Bektaşilikte sosyal hayatı organize eden, insanlar arasındaki ilişkilerin düzenlenmesi noktasında formüller öneren kurumlar, musahiplik ve düşkünlük kurumlarıdır ve bu kurumların yapı ve içerik bilgisi, söz konusu inanç evreninin ahlaki değerler sisteminin nasıl ve ne şekilde biçimlendiğine ilişkin yanıtları da barındırmaktadır. Alevi-Bektaşi inanç sisteminin ahlaki değerlerinin felsefi bir bakış açısıyla değerlendirilmesi, değerler sistematiğine ilişkin yanıtların okunaklı kılınması noktasında önem arz etmektedir. Buradan hareketle bu çalışmada, kavramsal bakış açısıyla, musahiplik ve düşkünlük kurumlarının ahlaki yükümlülüklerini, erdem etiği kavramı üzerinden değerlendirmeye tabi tuttum.