Tzvetan Todorov, Fantastik: Edebi Türe Yapısal Bir Yaklaşım isimli kitabında edebi
tür olarak fantastik üzerinde durur. Burada fantastik; yapısalcı metotla anlamı kendi içerisinde saklı, özerk bir kategoriyi değil yanlışlanabilirlik ilkesi bağlamında
diğer yakın kategorilerle olan farklılığı ortaya koyar. Ona göre metinleri fantastik
yapan en önemli özellik hem başkişinin hem de okuyucunun yaşadığı kararsızlık
deneyimidir. Romanda anlatılan olaylar gerçek midir yoksa zihinsel bir yanılsama
mı? Fantastik başkişinin ve okuyucunun bu soruyu cevaplamasındaki kararsızlığın
üzerine kurulur. Bu zihinsel karışıklık anlatı boyunca devam eder ve algılamada
bulanıklığa neden olur. Ona göre eğer soruya kolayca birinci cevap veriliyorsa
okunan metin fantastiğin kesişme noktasında yer alan “tekinsiz”in alanına aittir.
Soruya eğer ikinci cevap veriliyorsa ilkinden farklı bir türe, yani “olağanüstü”nün
alanına geçilir. Fantastik, bu iki yakın türün geçiş bölgesidir ve bu iki komşu türün
farklılığıyla belirlenir. Son dönemin önemli yazarlarından Faruk Duman’ın Pîrî
(Kayıp Denizler Üzerine Bir Anımsama) isimli romanını Todorov’un edebî bir
türe yapısal bir yaklaşım olarak ileri sürdüğü fantastik kuramı bağlamında
inceledim. Yapısal bakımdan fantastik kararsızlığı canlı tutan saf tekinsiz anlatı
sınıfında değerlendirdiğim romanın edimsel, anlamsal ve sözdizimsel yönüne
odaklanarak edebî bir tür olan fantastiğin anlatıdaki izdüşümlerine odaklandım.