İlk olarak Amerikalı antropolog J.W.Powell tarafından kullanılan kültürlenme (acculturation) kavramının kökenleri Hammurabi Kanunları’na ve Platon’a kadar uzanır; genel olarak, göçmenler söz konusu olduğunda, köken ve ev sahibi kültürler arasındaki karşılıklı etkileşimi ifade eder ve dört farklı stratejiyi içerir: Uyum (intégration), ayrılma (séparation), asimilasyon (assimilati ve marjinalleşme (marginalisation). Kültürlenme sürecinin sosyokültürel ve psikolojik sonuçları bireysel ve toplumsal düzeylere göre farklılık gösterir. Göçmenin ev sahibi kültürle olan iletişiminde süre, kültürel mesafe ve yaptığı bilinçli ya da bilinçsiz seçimler kültürlenmeyi etkiler. Son dönemlerde, sosyoloji, antropoloji, dilbilim ve felsefenin olduğu gibi, edebiyatın da gözde konuları arasında yer alan kültürlenme, özellikle Beur edebiyatında ayrıcalıklı bir yere sahiptir. Çalışmamızda Fransa’da Beur edebiyatı yazarlarından Razika Zitouni’nin Comment je suis devenue une beurgeoise (Nasıl Bir Beurgeoise Oldum) adlı romanı ataerkil dizgenin egemen olduğu Cezayir’den Fransa’ya göç eden bir ailede ikinci kuşak bir genç kız olan Razika’nın, kendi köken kültürünün ana ögelerini koruyarak, ev sahibi kültürde yeni bir kimlik oluşturma ve kendisini kültürel düzlemde Fransız duyumsama serüveni kültürlenme kavramı çerçevesinde uyum açısından ele alınacaktır.