Özet
Araçsal aklın bilimsel alandaki temel çıktısı olan pozitivizmin yansımaları yalnızca nicel veri üretimi alanıyla sınırlı kalmayarak, ataerkilliğin de içinde yer aldığı anaakım dünya görüşünün güçlenip yerleşikleşmesinde etkili olmaktadır. Ataerkil yapıyı dönüştürerek kadınların seslerinin hem bilim insanları olarak metin üretiminde, hem de üretilen metinlerin içindeki kadın temsillerinde yaygınlaştırılmasını talep eden feminist teorinin ve metodolojinin de bu bağlamda pozitivizm ile arasına belli bir mesafe koyması gerekli görünmektedir. Bu çalışma feminist metodolojinin geleneksel araştırma yöntemleri ile arasına mesafe koyabilme becerisini tartışmayı denemektedir. Feminizm; liberal, radikal, Marksist, kültürel, varoluşçu ve postmodern başlıklarıyla birbirinden ayrışmış alt dallara sahip olduğu için pozitivizm ve araçsal akıl kavramlarını genelleyerek tartışmak olası görünmemektedir. Bu metin farklı feminist teorileri ve metodolojileri ayrımlarıyla ele aldıktan sonra, Dorothy Smith ve Sandra Harding’in, araçsal araştırma yöntemi, pozitivizm, araştırma öznesi ve nesnesi olarak kadının konumu gibi metodolojik konulara dair tezlerini ele almayı denemektedir. Çalışma bu iki feminist yazarda varolan metodolojik eğilimlerin anaakım, pozitivist ve gelenekselci olmaktan uzak olduğunu; bu haliyle araştırma tercihlerine dair bu muhalif duruşun yalnızca bilimsel yöntemin araçsal akıldan arındırılmasına değil, kadınların özgürleşimlerine de katkıda bulunduğunu iddia etmektedir.
Anahtar sözcükler: Araçsal akıl, pozitivizm, feminizm, Sandra Harding, Dorothy Smith