Türk devrim tarihi ile ilgili yayımlanmış çalışmaların niceliği, hacmi tarihî gerçekleri değiş-
tirmez, denebilir. Ne var ki yeni tarihselcilik perspektifinden konuya bu şekilde yaklaşılır yaklaşıl-
maz hangi gerçek ve kimin gerçeği sorusuyla karşılaşılır. Bu noktada tarihin bir bilim mi ve sanat
mı olduğu hakkında bir tartışma geliştirilir. Tarihsel olgularla ilgilenmek olsa olsa vekanüvislik
olabilir. Tarih ise bir yazım ve inşa sürecidir. O vakit tarihin metinselliğinden söz etmek yanlış
değildir. Yeni tarihselcilik akımı temsilcileri tarihin de edebî metin gibi kurgusal olduğunu ileri
sürer. Geçmiş, bu bağlamda yazım süreciyle, yazarın deneyimleriyle, düşünce dünyasıyla, oku-
yucunun beklentileri ve etkisiyle tarihe dönüşür. Tarihsel bir olgu olarak Türk uluslaşmasının
bir parçası olan dinî reformlar ve özel olarak ibadetin anadilde yapılması Sedat Veyis Örnek’in anlatımında İbadetin Türkleştirilmesine dönüşür ve tarihselleştirilmiş olur. Bu makalede yazarın
Almanya Tübingen’de Eberhard Karls Üniversitesi’nde Dinler Tarihi ve Etnoloji alanında yazdığı
ve Türkçeye 1920’den 1938’e kadar yeni Türkiye’de Yapılmış Dinî, Kültürel, Sosyal Reformlar ve
Japon Modernleşmesiyle Karşılaştırılması olarak çevrilen doktara tezinin “İbadetin Türkleştiril-
mesi Problemi” kısmı yeni tarihselcilik okumaları minvalinde değerlendirilecektir. Yapılan ince-
lemeye ikinci dereceden katılan ve yeniden tarihselcilik boyutunda ele alınacak konu ise Japonya
ile Türkiye modernleşmenin dinî reformlar bağlamında karşılaştırılması olacaktır.