Bu yazıda Hayati Baki’nin “ev: yalnızlık senfonisi” ile Octavio Paz’ın “Toz Bulutu Sözcükler” başlıklı şiirleri yaratıcı yalnızlık bağlamında irdelenerek karşılaştırılmaya çalışılmıştır. Baki’nin ve Paz’ın şiirlerinin ortak paydası ev ve yalnızlıktır. Octavio Paz’ın “Toz Bulutu Sözcükler” ve Hayati Baki’nin “ev: yalnızlık senfonisi” adlı şiirlerinin ortak izleği yalnızlıktır. Onlar yalnızlıklarını şiirlerini meydana getirmek için bir güce dönüştürürler. Bu nedenle her iki şairin yalnızlığı da yaratıcı yalnızlıktır. Yalnızlığın yaşandığı yer evdir. Theodor Reik’e göre evin bilinçdışı anlamı “rahim”dir. Başka bir deyişle ev, kadını işaret eder. Ne var ki Otto Rank, zaman içerisinde ev simgesinin koruyucu kadından yaratıcı egoya dönüştüğünü belirtir. Hayati Baki’nin şiirinin biçimi simetrik, Octavio Paz’ın şiirinin biçimi hareketlidir. Yer, iki şiirde de evdir. Bu ev şiirin ortaya çıktığı yerdir. Ne var ki Baki’de şair, Paz’da şiir, öne çıkar. Paz’da pencere dışarıya kapalıyken, Baki’de açıktır. Açık olan davetkârdır. Paz’ın şiirinde yalnızlık sezdirilirken, Baki’nin şiirinde altı çizilerek belirginleştirilir. Her iki şairde de içsel yalnızlık söz konusudur. Paz yalnızlık bağlamında şiir oluşum sürecini dile getirirken, Baki şiir yazmak için yalnızlığın gerekliliğine ve önemine dikkat çeker. Paz’ın şiirinde yalnızlıkta kadının rolü yokken, Baki’nin şiirinde kadının önemli bir rolü vardır. Şiirde farklılıkların yanı sıra ortaklıklar bulunmaktadır: Şiirlerin ortak sözcükleri ev, pencere, rüzgâr ve tozdur. Her iki şiirde de evde şairden başka kimseye rastlanmaz. Ev yaratıcı egoyu temsil eder. Evin dört yanını saran yalnızlıksa Baki’ye de, Paz’a da düş olanağı sunarak onları şiire götürür.