İnsana özgü bazı ortak ve genel özellikler uzmanlar tarafından arketip olarak adlandırılırlar.
Evrensel ve genel bir model oluşturan arketipler tarih boyunca mitlerin kendilerini
aynı temalarla tekrar etmelerinde etkili olmuşlardır. Mitoloji ve edebiyatın birbirleri ile olan
alışverişleri dolayısıyla, kendini tekrar eden bu benzer temalar edebiyata geçiş yaparak güncel
olanın örtük bir şekilde aktarılmasını sağlarlar. Böylelikle mitolojik unsurların geçmişten
günümüze kadar edebiyat eserlerine sürekli konu oldukları görülmüştür. Sanatçılar, şairler
ve yazarlar bu unsurları eserlerinde farklı bakış açılarıyla harmanlayarak, değiştirerek ve
modernleştirerek özgün eserler yaratmaya çabalamışlardır. Bu unsurların açığa çıkarılması
ise eserlerin daha iyi anlaşılmasını sağlamıştır. Çalışmada incelediğimiz eserlerde de bu
şekilde bir değişim ve narsist mitinin modernleşmesi söz konusudur. Bu çalışmada amaç,
Oscar Wilde’ın “Dorian Gray’in Portresi”, Hermann Hesse’nin “Narziss ve Goldmund” ve
Nedim Gürsel’in “Resimli Dünya” adlı eserlerinin narsisizmi yansıtmada ne derecede birbirleri
ve mitoloji ile örtüştüklerini ortaya koymak; benzer ve farklı yönleriyle narsist mitinin
bu eserlerde nasıl değişikliklere uğrayarak yansıtıldığını karşılaştırmalı edebiyat verileri kullanılarak
açığa çıkarmaktır. Eserler arasındaki karşılaştırmalı incelemede eserlerdeki mitik
unsurların daha iyi algılanması açısından arketipçi eleştiri ve karakterlerin iç dünyalarını,
sanatçının görüşlerini derinlemesine çözümleyebilmek adına psikanalitik yöntemden yararlanılacaktır.
Bu karşılaştırmalı çalışma sonucunda; arketiplerin sürekli değişime uğrayarak
edebiyat eserlerinde tekrarlandıkları, farklı ülkelerde ve farklı kültürlerde yaşasalar da insanların
ortak noktalarda buluşabilecekleri gözlemlenmiştir. İncelenen eserlerin narsist mitinin
birer yansıması olduğu ancak her bir yazarın özgün bir şekilde miti yeniden değiştirerek ve
modernleştirerek aktardığı tespit edilmiştir.