Dünyanın neredeyse bütün gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerinin metropollerinde
sayıları hızla artarak çoğalan güvenlikli siteler (gated communities), kuşkusuz günümüz
kentleşmesinin en önemli sosyomekânsal olgularından birini oluşturmaktadır. Türkiye’de
de özellikle 1980‘li yıllardan itibaren egemen olmaya başlayan serbest piyasa ekonomisine
paralel olarak görülmeye başlamıştır. İstanbul, bu tür sitelerin Türkiye’de ortaya çıktığı ilk
şehirlerden biri olmuştur.
Kapalı siteler bir yandan şehrin kentsel dokusunu değiştirirken bir yandan da toplumsal
tabakalaşmanın biçimini etkilemekte, hızla yayılan kapalı site uygulamaları kentin mekânsal
ayrışma örüntülerini de görünür hale getirmektedir. İstanbul’da Kapalı Siteler, başlangıcında
dünyadaki öncüllerinde olduğu gibi korku söylemi ile beslenmiştir. Bununla birlikte, özellikle
2000’li yıllardan itibaren ülkenin yaşadığı sosyokültürel ayrışma (İslami ve seküler elitler)
kapalı sitelerin tercihine de yansımıştır. Böylece önce İstanbul’da ve sonrasında diğer büyük
şehirlerde oluşan bu gönüllü refah adacıkları bir tür ideolojik ayrışmanın ve içe kapanmanın
yansıdığı mekânlar olma yolundadır. Bu anlamda, söz konusu yeni kentsel mekânlar (siteler),
belki de ideolojik tercihlerin kutuplaştığı zeminler haline dönüşmektedir.
Çalışmada yukarıda kavramsal arka planına kısaca değinilen olgu sözü edilen eğilimlerin
saptanabileceği öngörülen iki site örneği üzerinden – İstanbul, Ataşehir (KentPlus) ve Başakşehir- irdelenmiştir. Gerek KentPlus ve gerekse Başakşehir, büyük kentin (İstanbul)
keşmekeşinden uzak, çocukların güven içinde yetişebileceği, kentsel donatılarıyla yeni bir
yaşam vaadi nedeniyle tercih edilmişlerdir. KentPlus’ta oturanlar kendilerini modern, laik ve
demokrat (ağırlıklı olarak CHP yanlısı), Başakşehir’deki kişiler ise, kendilerini geleneksel
ve dini değerlerine bağlı, muhafazakâr ve milliyetçi (ağırlıklı olarak AKP yanlısı) olarak tanımlamışlardır.
Bu bağlamda, her iki sitenin tercine de, sosyokültürel ve siyasal referansların
yansıdığı, ancak bu ayrışma ve içe kapanmaya rağmen site sakinlerinin oldukça kısıtlı sosyal
ilişkiler içinde yaşadıkları gözlenmiştir