Meşrutiyet’ten Cumhuriyet’e geçiş sürecinde iktidara yakın organik aydınlar arasında
seçkin bir konumu bulunan gazeteci yazar Falih Rıfkı Atay, Talat Paşa’dan Cemal Paşa’ya,
Atatürk’ten İnönü’ye kadar her dönemin iktidar çevresinde kabul edilmiş, bu kimliğiyle her
dönemin ideolojik ve kültürel söylemini açıklayıp anlatmaya çalışmıştır. Bu geçiş sürecinde bir
yazar olarak bağımsız kalabildiği ve İstanbul’dan Anadolu kurtuluş hareketine açık destek verdiği
Mütareke dönemi dışında her zaman iktidarın adamı olmuştur. Halkçı bir söylem kullanmış
olmakla birlikte toplumu mistik ve miskin bir duruma sokan çeşitli etkileri saptayıp bunlarla
savaşımı kendine görev bilmiş bir aydındır. Osmanlı/Türk toplumunun gerilik nedenleri arasında cehaletin başat konumda olduğuna inanmış, bunun içinse toplumu aydınlatmayı kendine görev
saymıştır. Bu nedenle yazılarında sade dille, halkın diliyle yazmanın önemini, Latin harflerinin ve
Laiklik ilkesinin Türk toplumu açısından işlevini vurgulamıştır. Falih Rıfkı’nın bizde en üretken
ve en verimli olduğu alan ise dünyanın dört bir yanına yaptığı seyahate ilişkin eserleridir.