Geleneksel gölge oyunları insan-insan olmayan ve doğa-kültür ilişkilerini sorunsallaştırmakta, hem Anadolu insanı ve fiziksel çevre arasındaki karşılıklı bağlılığı hem de bu tür maddesel ilişkilerin nasıl doğa üzerinde güç ve kontrol sağlamaya bağlı olduğunu göstermektedir. Böylece Anadolu kültüründeki gölge tiyatrosu, insan davranışlarındaki doğa ikilemini sahneye taşır. Gölge oyunları (Karagöz oyunları) doğayı ve maddesel varlıkları ironik bir biçimde hem insanlığa katkıda bulunan sezgili hem de sosyal sınırların ortadan kalktığı ve kaosun ve yasa dışı işlerin döndüğü uğursuz ve lanetli varlıklar olarak iki şekilde tasvir eder. Bu sebepten, verimli olması gereken ‘doğal’ bir çevre, insanların korktuğu ve nefret ettiği endişe veren bir yere dönüşür. Benzer bir şekilde, çoğu gölge oyununda, fiziksel çevreler ve doğa medeni sistemin ‘uyumlu’ düzenini tehdit eden hain varlıkların mesken tuttuğu yerlermiş gibi anlatılır. Bu çerçevede, bu çalışma doğaya hem olumlu hem olumsuz anlamlar veren ve tehdit edici roller biçen bazı Karagöz oyunlarını inceleyecektir.