Eski çağlardan günümüze açlık, kuraklık, husumet ya da daha iyi eğitim arayışı insanın yaşadığı toprakları bırakıp aynı topraklarda başka yerlere veya başka memleketlere gitmesine neden olmaktadır. Bu makalede, küçük yaşta göçe tanıklık etmiş olan Zaza/Alevi asıllı Hollandalı yazar Murat Işık kaleme aldığı ve ailesinin gerçek yaşam öyküsünden izler taşıyan Verloren Grond (Kayıp Toprak) romanında iç göç etmenlerini ne şekilde ele aldığı incelenmiştir. Eserde kırdan kıra ve oradan da büyük şehre göç eden Uslu ailesinin önce zorunlu, sonra gönüllü göç edişi, aile bireylerinin duygu, düşünce, umut ve hayal kırıklıkları eşliğinde gündeme getirilir. Eser, göç kuramı itme-çekme modeli ve göç üzerine oluşturulan birtakım itici ve çekici etmenler aracılığı ile irdelenir. Bireyler yaşadıkları yerlerden belirli itici nedenlerden dolayı ayrılarak kendilerini çekici etmenlerin beklediğini düşündükleri yerlere giderler. Eserde en önemli itici etmen aile reisinin bacağının kesilmesi ve buna karşılık ailenin ekonomik kurtuluşu için çekici etmen teşkil eden kendi köyünde bulunan babadan kalma tarladır. Toprak olgusu insanoğlu için önemlidir çünkü ata mirasıdır, aidiyeti, kimliği ve özgürlüğü ifade eder. İkinci önemli itici etmen deprem ise çekici etmen olarak büyük şehre gitme fikrini doğurur. Göçlerin ardından farklı sosyal, kültürel ve psikolojik uyum sorunları yaşayan aile bireyleri kültürlenme süreci ile karşı karşıya kalır.