İlhan Başgöz, akademik Türk halk bilimi çalışmalarının ikinci neslindendir. Pertev Naili Boratav’ın danışmanlığında 1949 yılında tamamlanan; fakat Boratav’ın derslerinin süresiz tatil edilmesi sebebiyle savunmasında bulunmadığı bu tez, Türkiye’de halk bilimi alanında tamamlanmış ikinci doktora çalışmasıdır. Gerek ilk tezlerden olması gerekse daha önce çalışılmamış bir konuda olması sebebiyle Türk halk bilimi tarihinde önemli bir yer sahiptir. Ancak bu önemine rağmen basılmamıştır. Başgöz, tezini dört bölüm hâlinde oluşturmuştur. Toplam olarak elli üç metin üzerinde çalışmış olup bunların yirmi iki tanesi herhangi bir şekilde yayımlanmamıştır. Türkülü hikâyeleri uluslararası bir tür olarak gören Başgöz, dünya folklorunun bazı sorunlarını çözmek için Türk halk hikâyelerinin ipucu verebileceği düşüncesindedir. Böylece onun daha doktora tezinde sadece Türkoloji sorunlarını çözmeyi amaçlayan bir yaklaşımının olmadığı anlaşılmaktadır. Çalışmada yaşayan âşıkların hayatında görülen temel süreçlerin, hakkında bilgi olmayan âşıklarda da mevcut olduğu varsayımından hareketle mukayese yöntemiyle eski âşıkların hayatıyla biyografik halk hikâyeleri arasında bağlantılar irdelenmiştir. Bu bağlamda Başgöz’ün dinleyici ve ortamın hikâye metinlerinde değişime yol açmasıyla ilgili ilk verileri tezini yaptığı sırada fark ettiği görülmektedir. Yine arasöz (digression) konusu da bu süreçte dikkatini çeken bir konudur. Bu makalede Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Kütüphanesi’nde muhafaza edilen Başgöz’ün tezi ve içerdiği malzeme günümüz araştırmacılarına tanıtıldıktan sonra, kullandığı hikâye metinleri, yaklaşımı, etik kuralları uygulaması ve etkileri bakımından tahlil edilecektir.