Yumurta, Türk ve dünya mitolojilerindeki birçok anlatıda dünyanın, tanrıların, yarı tanrıların ve insanın yaradılışı yahut kahramanların doğumuyla ilişkili hadiselerde karşımıza çıkar. Yumurtanın simgesel anlamı, tarih öncesi devirlerden bu yana çeşitli ayinlerde ve mitlerde kendisini korumuştur. Yumurtanın köşesiz ve çıkıntısız yapısı, aynı zamanda canlı taşıma özelliğine sahip olması, onu muhtelif törenlerin başaktörü yapmıştır. Yumurta, hamile kalmak isteyen kadının başvurduğu doğal kaynaklardan biridir. O, aynı zamanda gebe bir kadının yemesi/yememesi gereken bir besin, kırklı bebeğe verilen ilk hediye; kırk çıkarılırken ve “kırk basması” rahatsızlığı tedavi edilirken kullanılan bir araç olarak da kültürel yaşantıdaki yerini alır. Yeni gelin, yaşayacağı eve adım atarken eline aldığı yumurtayı dış kapının başına fırlatır. Gelin ve damat düğün günü yumurta yer. Türk halk kültüründeki pratiklerde birden fazla işleviyle eşsiz bir görünüm sunan yumurta; sarısı, akı, kabuğu veya rengi ile asıl/yan unsur olarak işlev görür.