Kadın emeği, hem kadın çalışmaları alanının hem gündelik hayatımızın tarihi içinde akademik olarak her zaman özel ve önemli konular arasında yer almıştır. Kadınların kamusal alanda çalışma hayatına başlamalarıyla birlikte ev içi emeğin dönüşümü de çeşitli disiplinlerin akademik yazınında kendine yer buldu. Bu çalışma, kadının ev içi emeğinin dönüşümünde Türkiye’de ilk örnek mekanlardan biri olan Beypazarı’nda yapılmış alan araştırmalarının sonuçlarından hareketle yazılmıştır. Beypazarı’nda turizmin başlamasıyla birlikte kadınların evlerinde ürettikleri sarma, baklava, bazlama gibi ürünleri tezgâhlarda, dükkânlarda satmaya başladıkları ve böylece ekonomik özgürlüklerini elde ettiklerine yönelik bir dönüşüm anlatısı vardır. Bu dönüşüm anlatısında kadınların toplu bir kategori olarak sunulduğu, özneliklerine ve gündelik hayatlarına dair herhangi bir bilgi verilmediği görülmektedir. Bu çalışma, sözü geçen dönüşüm anlatısının kadınların gündelik hayatlarındaki mekânsal geçişliliğine, kamusal ve özel tezahürlerine, giyim-kuşamlarına etkisine odaklanmıştır. Tezgâhlarda ve dükkânlarda satış yapan kadınların emek süreçlerine nasıl dâhil oldukları, gündelik hayat içerisinde geliştirdikleri direniş pratikleri, kadınlar arası ilişkiler, kadınların kamusal mekânlardaki hareketliliğinin ve ürettiklerini tezgâhlarda, dükkânlarda satıyor olmalarının kentin gündelik hayatına etkisinin ne olduğu gibi konular çalışmada ele alınmıştır. Çalışma, Beypazarı dönüşüm anlatısının tek sesli bir anlatı olmadığını ve kadınların her birinin deneyimlerinin, hayallerinin, eylemliliklerinin ve direniş pratiklerinin birbirinden farklı olduğunu toplumsal cinsiyet, kamusal alan-özel alan, hane-içi emek, ücretli emek ve gündelik hayat kavramlarından hareketle etnografi ve feminist söylem analizi temelinde ortaya koymayı amaçlamaktadır.