Evrensel bir olgu olan kötülük, insanoğlunun yaşamını her yönüyle etkilemektedir. Tarihin ilk dönemlerinde doğayla olan hayatta kalma mücadelesinde insanı tehdit eden her durum kötü olarak nitelendirilmiştir. Toplayıcılık, avcılık, hayvancılık ve nihayetinde yerleşik yaşama geçişle devam eden insanlığın kültür tarihinde kötü güce veya güçlere ilişkin inancın varlığı ve etkisi olagelmiştir. Kötü güçlerin başında yer aldığına inanılan “şeytan” hakkında Türk folklorunda çalışmalar yapılmış olmakla birlikte “kadın” ve “şeytan” ilişkisini konu edinen bir incelemenin olmayışı bu araştırmanın çıkış noktasıdır. Türk kültürünün ortaya çıktığı coğrafya olan Sibirya sahasında bulunan ve arkaik unsurları içlerinde barındıran anlatılar bu anlamda önemli veri kaynaklarıdır. Özellikle şeytana ilişkin tasarımların yanı sıra kadının şeytan ile ilişkilendirilmesine, şeytan kadar kötü olmasına ve hatta şeytanı aldattığına ilişkin anlatılar, Türk kültüründe kadın imajını anlama noktasında katkı sağlamakta ve bu olumsuz imajın sebeplerini açıklamaya imkân tanımaktadır. Sonuç olarak çalışmada, bünyelerinde mitik unsurlar taşıyan ve özellikle “kadını” ve “şeytanı” içeren Sibirya sahasından mitler, masallar, efsaneler, destanlar ve memoratlar tesadüfî örneklem yöntemi ile seçilmiş; bu iki olgu arasındaki ilişki, kültürel feminizm teorisi bağlamında eleştirel bir yaklaşımla ele alınmıştır.