Peyami Safa, Türk düşüncesinde derin bir iz bırakmış düşünürlerin başında gelir. Safa, Kemalist devrimin toplumu siyasal, ekonomik ve sosyal yönlerden köklü değişimlere tabii tuttuğu 1930’lu yıllarda, bu değişimlerin temelinde yatan felsefeyi anlamaya ve tanımlamaya dönük yoğun bir çaba içindedir. Safa’nın Kemalist devrime kendi bakış açısıyla bir anlam kazandırmaya çalıştığı bu süreçteki yaklaşımı düalist bir nitelikte gösterir. Peyami Safa, bir yandan Kemalist devrimin ulusu siyasal meşruluğun temeline yerleştirmesini ve bilimci bir metotla araştıran, sorgulayan ve eleştiren bireyler yetiştirmeye dönük aydınlanmacı niteliğini içtenlikle benimser diğer yandan da Kemalist devrimin varlık kazandırdığı bu yeni siyasal ve toplumsal yapının köklerini muhafazakâr bir kaygıyla tarihin derinliklerinde arar.