Bu makale Orhan Pamuk’un İstanbul Hatıralar ve Şehir başlıklı romanındaki melankolik İstanbul imgesinin yazarın hafızasındaki yansımalarını incelemiştir. Yazara göre İstanbul’dan başka çok az şehir bu imgenin yaratığı derin melankoli duygusuna aynı ölçüde eşlik eden mutluluğa sahiptir. Makale romandaki melankoli yüklü İstanbul imgesini yaratırken yazara ilham veren kaynakları araştırmıştır. Görülüyor ki yazarın romanda da minnettarlığını sıkça ifade ettiği başlıca dört yazar Pamuk’un hafızasında yer eden İstanbul hatıralarını biçimlendirmiştir. Bu yazarlardan ilk ikisi Yahya Kemal Beyatlı ve Ahmet Hamdi Tanpınar’dır ve her ikisi de Fransız yazarlar Gerard de Nerval ve Theophile Gautier’in İstanbul izlenimlerinden etkilenmişlerdir. Özellikle Gautier’in Constantinople başlıklı gezi yazıları Yahya Kemal ve Tanpınar’ı derinden etkilemiş ve bu yazarların İstanbullular için farklı ve yerli bir İstanbul imgesi yaratmalarını sağlamıştır. Bu şehir imgesini farklı ve özgün kılan, güzel olanla, biçimsiz, sefil ve acınası olanın bir araya gelerek oluşturduğu melankoli duygusunun, çökmüş bir imparatorluğun kalıntıları üzerinde yükselerek şehre hâkim olmasıdır. Romanda esinlendiği yazarların adımlarını takip eden Pamuk bir yandan da yirminci yüzyıl İstanbul’unda meydana gelen kültürel, sosyal, siyasi ve çevresel değişimlerle iç içe geçen kendi çocukluk ve ilk gençlik dönemlerini hikâye etmiştir. Makalenin kuramsal çerçevesini Freud, Kristeva ve Peter Schwenger gibi yazarların görüşleri oluşturmuştur.