“Modernist edebiyat” hem bir dönemi hem de bu başlık altında toplanan yazarların benimsedikleri veya reddettikleri çeşitli siyasal tutumları belirten son derece kapsamlı bir terimdir. Akademi içinde ve dışında yapılan araştırmalarda yaygın olarak kullanılan yüksek ve geç modernizm kavramları bir yandan II. Dünya Savaşı’nın iki kısma ayırdığı, aşağı yukarı 1900 ve 1960lar arasında kalan dönemi işaret eder. Bunlar diğer yandan da modernizmin siyasetine dair kavramlardır. Bu anlamda yazarların ve şairlerin kendi toplumsal-tarihsel koşullarına nasıl yaklaştıklarını, verili öznellik ve toplumsallık biçimlerini aşmaya yönelik radikal ölçüde farklı bir bireysel ve kolektif varoluşu arzulayan ütopyacı vizyonla nasıl bir ilişki kurduklarını ifade ederler. Bu makalede, özellikle bazı kuramcıların modernist mutlak olarak adlandırdıkları bu ütopyacı aşkınlık arzusu açısından modernist edebiyatın zamanla değişen siyasetinin izini sürdüm. Modernist edebiyatın siyaseti konusunu inceleyen ve bu çerçevede genellikle roman türüne ayrıcalıklı bir yer veren araştırmaların çoğundan farklı olarak mevcut çalışmada W. B. Yeats ve Wallace Stevens şiiri üzerinde durdum. Yeats’in “In the Seven Woods” ve “A Collar-bone of a Hare” başlıklı şiirleri ile Stevens’ın “Of Mere Being” adlı şiirinin metinsel ve kuramsal çözümlemeleri aracılığıyla, yüksek modernist aşkınlık tahayyülünün geç modernizmde, bu tür vizyonların dilsel karakterini ve sahip olduğu ütopyacı niteliğin ideolojik işlevini açığa çıkaran bir temaya veya motife dönüştüğünü ortaya koydum. Yürüttüğüm tartışmada, dönemsel olarak yüksek modernist edebiyat kapsamında yer alan Yeats’in aşkınlığı önceleyen siyasal tahayyülü açısından da bu kategoriye dâhil olduğunu öne sürdüm. Bunun yanı sıra Stevens’ın, özellikle son şiirlerinde, geç modernizmin dilin anlam ve değer kurucu rolüne dair postyapısalcı farkındalığı ve postmodern edebiyatın siyasetini haber veren düşünce tarzına yakın bir konumda yer aldığını göstermeyi amaçladım.