Peride Celal (Yönsel), Türk edebiyatında öykü ve romanlarıyla, ilk öyküsünü yayımladığı 1935 yılından son romanı Deli Aşk'a kadar (2002), kendine özgü bir yazar olarak tanınmıştır. Peride Celal'in yazarlık kariyerini iki döneme ayırarak incelemek mümkündür. Yazarlığının ilk on beş yılında (1935-1950), 'pembe romanlar' kategorisinde aşk ve macera eksenli popüler eserler kaleme alan yazar, Üç Kadının Romanı (1954) ile birlikte, roman tekniğinin önem kazandığı, gözleme dayalı, daha gerçekçi ve nitelikli eserler yazdığı ustalık dönemine geçmiştir. Yazarın kitap olarak basılmadan önce, süreli yayınlarda tefrika edilen ilk dönem romanları, yayımlandıkları günlük gazetelerin tirajını arttırmada etkili oldukları gibi, ulaştıkları okur kitlesine 'roman' türünü sevdirmişlerdir. Peride Celal'in romancılığının en belirgin özelliği olan temiz ve akıcı Türkçesi ile anlatımda yakaladığı başarı, ilk romanlarından itibaren gözlenen bir değer olmuştur. Buna rağmen Peride Celal, kendisini yazarlığa hazırlayan geçinme kaygısı ile yazdığı ilk dönem romanlarını benimsememiş, bu romanların kitaplaşmalarına izin vermemiştir. Peride Celal'in ilk dönem ve ikinci dönem romanları arasındaki kör noktada bulunan Rüyalar Evi (1951) romanı da yazarın hatırlamak istemediği bu eserlerden biridir. Cumhuriyet Gazetesi'nde tefrika edildiği zamandan beri gazete sayfalarında kalan bu roman, günümüze kadar Peride Celal'i konu edinen akademik çalışmalarda da yer almamıştır. Rüyalar Evi romanında Peride Celal, Türk tiyatrosunun gelişim basamaklarını, 1900'lü yıllardan 1950'li yıllara kadar, oyuncular, yönetmenler ve eserler üzerinden özetlemiş; klasik, çağdaş; yerli ve yabancı pek çok oyundan ve sahne sanatçısından bahsetmiştir. Romanın iki temel karakteri Nemide Gencay ve Ahmed Cem, Türk tiyatrosunun kuruluşunda önemli katkıları olan Neyyire Neyyir ve Muhsin Ertuğrul'u hatırlatmaktadır. Bu çalışmanın amacı, Rüyalar Evi'nin onu ve kurgu bakımından Peride Celal'in romanları arasındaki yerinin tespit edilmesi ve romanın Türk edebiyatında doğrudan doğruya tiyatro sanatını konu alan romanların yanında hak ettiği yeri almasıdır.