Anlatma esasına dayalı bütün metinler, temelde bir “olay örgüsü” ile bir “anlatıcı”ya dayanır. Hikâyenin anlamlandırılmasının, hikâyede kullanılan dilin ve yazarın üslûbunun da anlatıcıdan bağımsız olmadığı düşünülecek olursa, anlatma esasına dayalı edebî metinler için anlatıcının vazgeçilmezliği, doğal olarak anlatıcının konumunu irdelemeyi gerekli kılar. Bu anlatıcı bir de alışılmışın dışında niteliğe sahipse dikkatleri daha çok cezbeder. Bazı şair ve yazarlar, karakterlerinin benliklerini kurulan nesne ilişkileri vasıtasıyla inşa ederler. Nesneye dönük bu ilgi, zamanla modern metinlerde daha da ileri gidilerek nesnenin “anlatıcı” hüviyeti kazanmasını sağlamıştır. Cansız nesne ve hayvanların bilinçle donatılmış ana karakterler olarak hizmet ettiği anlatı türü, 18. yüzyıl İngiliz edebiyatında “novel of circulation, it-narrative, object narrative, object tales” gibi isimlerle anılır. Bu türden eserlerde nesne ve hayvanlar tipik olarak kendi hayat hikâyelerini anlatır gibi görünseler de arka planda biyografileri her zaman başkalarının hikâyelerine odaklanır. Nesne anlatıcının yazarlar tarafından sevilip sıklıkla tercih edilme nedenleri arasında, bu nesnelerin hiçbir insanın yapamayacağı şekilde sınıflar ve rütbeler arasında hareket edebilme ve her statüden insanın hikâyesinin anlatıcısı olabilme kabiliyeti gelir. Bir diğer tercih sebebi ise nesne anlatıcının, kimi zaman satirik kimi zaman didaktik bir işlev üstlenebilmesidir. Nitekim nesne anlatıcı, bir nesne tarafından tecrübe edilmesi mümkün olan durumu yansıtmak suretiyle okuyucunun onunla empati kurarak konuya farklı bir bakış açısından yaklaşmasını sağlar. Bununla birlikte konuşma yetisine sahip olmayan insan dışı bir anlatıcı, alışkanlıkları kırıp okuyucuyu yabancılaştırarak edebî hazzı ve farklı bir deneyim yaşayan okurun türe olan ilgisini artırır. Bu çalışmada öncelikle, 18. yüzyılda dolaşım romanları ile başladığı ifade edilen nesne anlatıcı geleneğinin klasik Türk edebiyatında da benzer örneklerinin mevcut olup olmadığı tartışıldı. Ardından da son dönem Türk edebiyatında dolaşım anlatılarına örnek teşkil eden Arkeolog Prof. Dr. Güven Bakır’ın hazırlayıp kaleme aldığı Aryballos: Vazo, Kara Böcek, Devedikeni ve Yılan Üzerine Bir Masal (İzmir’e Antik Güzelleme) adlı eseri nesne anlatıcı bağlamında incelendi.