İnsanoğlu isimlerin büyüsel gücüne ve koruyuculuğuna inanır. Yeni doğan bebeklerini yaşatmak için bu güçlerden yararlanmanın yollarını arar. Türkler arasında yaygın olarak “çocuğu satma” adı verilen ritüel bu arayışın sonucudur. Ritüel yeni doğanın kötücül unsurlardan korunması amacıyla gerçekleştirilir. Türklerde olduğu gibi Slav halk inanç ve uygulamalarında da mevcut olan çocuğu satma ritüeli çalışmanın konusunu oluşturmaktadır. Çalışmanın amacı iki farklı kültür dairesinde görülen ritüelin benzer ve farklı yönlerini karşılaştırmalı olarak ortaya koyarak arkaikten moderne geçiş sürecinde insanoğlunun takındığı tutum ve gösterdiği davranış biçiminin geldiği noktayı belirlemektir. Birbirinden farklı kültür ve dillere ait malzemenin bir arada incelenmesi bu çalışmanın farklı alanlarda uzmanlaşmış araştırmacılarca ele alınmasını zorunlu kılmaktadır. Çalışma evreninin genişliği konuyla ilgili bir saha çalışması gerçekleştirilmesini mümkün kılmadığı için çalışma, Türk ve Slav kültürüne ait basılı ve dijital mecralardaki bilimsel eserlerle sınırlı tutulmuştur. Araştırma kapsamında konuyla ilgili anahtar kelimelerle aramalar yapılarak kaynaklara ulaşılmış, elde edilen kaynaklar doküman incelemesine tabi tutulup içerik analizi yapılmıştır. Araştırma sonucunda; Türkler arasında Albastı/Alkarısı, Slavlar arasında da Boginka ve Veştitsa adı verilen mitolojik kadın karakter ile demonik varlıkların hamile ve lohusa kadınlara musallat olup hamilelik süresince cenin ya da fetüsün, lohusalık döneminde de yeni doğanın canına kastettiği, Türkler arasında “çocuğu satma”, Slavlar arasında da “obman” yani kandırma/aldatma ritüellerinin amacının yeni doğanın ebeveynlerini değiştirmiş gibi yapmak ve böylece kötü ruhların ebeveynlerine karşı beslediği husumetten kaynaklandığı düşünülen kötülüklerden yeni doğanı korumak olduğu tespit edilmiştir. Ritüelin sonunda çocuğa verilen Satı, Satılmış, Prodan (satılmış), Kuplen (satın alınmış), Nayden (bulunmuş), Nenaş (bizim olmayan) ve Kraden (çalınmış) gibi isimlerin de anlamları bakımından büyük benzerlik taşıdığı görülmüştür.