Türk azınlığın Osmanlı İmparatorluğu döneminden bu yana en yoğun olduğu Balkan ülkesi Bulgaristan’dır. Cumhuriyet döneminde Türk-Bulgar ikamet sözleşmesiyle göçler bir süre sistemli olarak yapılmıştır. Bu kapsamda 1923-1939 döneminde toplam 198.688 göçmen soydaş gelmiştir. Bu dönemden sonra göçler sistemli olarak sürdürülmediği gibi, büyük çoğunluğu isteğe bağlı olarak değil zorunlu olarak yapılmıştır. Göç bir milletin toprağından, geçmişinden, atalarının mezarından, hatta o topraklarda hayalini kurduğu geleceğini geride acı içinde bırakılıp, yeni bir toprakta sıfırdan başlamaktır. Bulgaristan’dan göç etmek zorunda kalmış vatandaşlarımız geldikleri topraklarda sürdürdükleri günlük yaşam uygulamaları kadar, geleneksel yaşam uygulamalarını da yeni geldikleri topraklarda uygulamaya çalışmış fakat zaman içinde yerleştikleri yöre kültürüne uyum sağlamışlardır. Bu çalışmada Bulgaristan’dan göç etmiş vatandaşlarımızın düğün, sünnet Hıdırellez gibi kutlama törenleri geçmiş ve şimdi olarak ele alınarak verilecektir. Derlemeler Adana, Mersin, İstanbul, İzmir, Bursa yöresinde yapılmıştır. Kaynak kişiler ile görüşme, yazılı kaynak incelemesi ile yapılan çalışma ile ulaşılan sonuç, göç gibi acımasız bir kavramın kültür değerleri üzerindeki etkisini Bulgaristan’dan göç etmek zorunda bırakılmış Türkler örneği ile verilmeye çalışılmıştır.