Türkiye Türkçesinin ağızları üzerine yapılan çalışmaların başlangıcı 19. yüzyılın ortalarına kadar uzanmaktadır. İlk çalışmalar Türkiye dışındaki araştırmacıların eserleridir ve daha çok metin derleyip yayınlama şeklindedir. Daha sonra bölgelerin ağzının derlenip dil özelliklerinin incelenmesi şeklindeki çalışmalar ağırlık kazanmıştır. Trakya bölgesi ve özellikle Trakya’nın batı bölümü Anadolu ağızları üzerine yapılan incelemelerle kıyaslandığında oldukça ihmal edilmiş görünmektedir. Bu çalışma, Leylâ Karahan tarafından ortaya konan Anadolu Ağızlarının sınıflandırılmasındaki ölçütlerin, Batı Trakya Türk Ağızlarının çok önemli bir bölümü olan İskeçe ve Gümülcine ağızlarına uygulama denemesidir. Çalışmada İskeçe ve Gümülcine ağızları, Karahan’ın çalışmasında belirttiği “Ana Ağız Gruplarını Belirleyen Özellikler” bakımından değerlendirilmiştir. Bu değerlendirmede Doğu Grubu, Batı Grubu ve Kuzeydoğu Grubu ağızları ele alınmış, ayırt edici özellikleri ortaya konmuştur. Batı Trakya Türk ağızları da bu ayırt edici özellikler yönünden incelenmiştir. Çalışmanın sonuç kısmında elde edilen sonuçlar tablo halinde sunulmuştur. Çalışmaya Batı Trakya’nın Meriç (Evros) bölümü dâhil edilmemiştir.