Grupların ya da müzisyenlerin, kendi kayıtlarını kendilerinin yaptığı, müzik üretimi ve
dağıtımına ilişkin organizasyonları kendi başlarına hallettikleri, birbirleriyle yardımlaşarak
ortak çalışmalar yaptıkları (ya da içlerinden bir kişinin çalışmasını destekledikleri) ve
hazırladıkları kayıtlı ürünlerin görsel tasarımlarını da kendi imkanlarıyla “kotardıkları”
müziksel pratikler olarak Bağımsız Müzik (Indie music) pratikleri, 1970’lerin Punk akımının
“kendin yap!” (do it yourself!) söyleminden ve uygulamalarından temellenir. Rock’n Roll’un
müzik endüstrisince standartlaştırılmış uygulama biçimlerine karşıt bir tavır olarak kabul
gören Punk Rock, sadece ses (sound), şarkı sözleri ve icra tarzı ile değil, müzik gruplarının iş
yapma biçimi ve dinleyicilerle kurdukları ilişkileriyle de alışılagelmiş Rock’n Roll’dan farklı
olur. Punk hareketinin bu farklılaşmasında ana itkiyi, Rock gruplarının bağlı oldukları büyük
şirketlerin, kapitalist endüstrisinin parçası olarak kabul edilmeleri oluşturur. Kapitalizmin
hiçbir unsuruna ihtiyaç duymaksızın kendi işlerini halledebileceklerine inanan Punklar,
albüm yapmayı da tamamen kendi imkanlarıyla kotarabileceklerini düşünürler. Böylelikle bir
albüm yapma süreci dahil olmak üzere, müzik yapmaya ve müzik işine (business) ilişkin tüm
süreci, kendileri yapmayı tercih ederler. “Kendin yap!” mantığının da temelini oluşturan bu
tercih, bugün bağımsız müzik ya da indie müzik olarak bilinen üretim ve dağıtım biçiminin de
başlangıcı olur. Bağımsız müzik olarak adlandırılan pratik, tüm popüler müzik scenelerinde
geçerli bir uygulama halini alır. Müzisyenler ve gruplar, bağımsız müzik pratiklerini kendi
başlarına yaparken, imkanlarını bağımsız müzik yapan müzisyenlere tahsis eden kimi şirket
ya da ‘kolektiviteler’in aracılık (mediation) işlevini de kullanabilirler.
Çalışmanın amacı Indie müzik pratiklerini, bu pratiklere yüklenen tını dışı anlamlar
çerçevesinde tartışmaktır. Bu amaçla önce Indie, tarihsel süreç içerisindeki gelişimi
bağlamında anlaşılmaya çalışılacak, ardından Indie’yi ayrı bir tür olarak tanımlama çabalarına
değinilecektir. Son olarak da Indie’ye müzisyenler, izler kitle, müzik basını gibi figürlerce
yüklenen tını dışı anlamlar ve değerler ele alınacaktır.