Dört ayaklı memelilerin arka ayaklarının diz kısmında bulunan aşık kemiği, altı yüzlü, düzgün biçimli ve köşeli olduğundan, geçmişten günümüze değin, çeşitli oyunlarda, oyun aracı olarak kullanılmıştır. Yazı öncesi döneme ait arkeolojik yerleşmelerde, çeşitli bağlamlarda, çok sayıda aşık kemiği veya aşık kemiği kopyası ortaya çıkarılmıştır. Bunların oyun aracı olarak kullanılıp kullanılmadığına dair kesin bir yorumda bulunmak zordur. Aşık kemiğinin bir oyun aracı olarak kullanıldığını gösteren en eski veri, Geç Hitit Dönemi krallıklarından Karkamış’ta (Gaziantep) ortaya çıkarılmıştır. Sonraki dönemlerde, özellikle Yunan ve Roma dönemlerine ait yazılı belgelerde aşık oyunlarından ve kurallarından söz edilmiş, görsel sanat eserlerinde de aşık oyunu oynayanlar betimlenmiştir. Etnografik ve tarihi kayıtlara göre, aşık kemiğiyle oynanan oyunlar, dünyadaki neredeyse tüm kültürlerde görülür. Orta Asya’dan Amerika’ya değin, birbiriyle ilgisi / ilişkisi olmayan çok çeşitli coğrafyalarda, aşık kemiğiyle oynanan çeşitli oyunlar vardır. Anadolu’da ise aşık oyunları, hem türleri bakımından hem de oyunlarda kullanılan terimler bakımından, en zengin oyunlardan biridir. Bu oyunları, kemiğin misket gibi kullanıldığı, atmalı, vurmalı oyunlar; kemiğin zar gibi kullanıldığı, fal, niyet, kumar oyunları; kemiğin taş gibi kullanıldığı, beştaş benzeri oyunlar olmak üzere, başlıca üç grupta toplamak mümkündür. Günümüzde, teknolojik değişimin sosyal yaşam üzerindeki dönüştürücü etkisi, kendini çocuk oyunlarında da göstermiştir. Aşık oyunları gibi sokak oyunları artık unutulmaya yüz tutmuştur veya yalnızca kırsal kesimlerde oynanmaktadır.