Çokkültürlülük 1970’lerden bu yana başta Amerika ve Avrupa olmak üzere geniş bir alanda hem tartışılmakta hem de bir politika olarak uygulanmaya çalışılmaktadır. Bu tartışmalarda çokkültürlülüğün olumlu yanı olduğu kadar olumsuz yanına da vurgu yapılıyor. Özellikle son yıllarda çokkültürlülük politikalarının “micromilliyetçilikleri” beslediği, bunun da kanlı bir biçimde bölünmelere ve parçalanmalara neden olduğu iddia edilmektedir. Fakat hem olumlu hem de olumsuz yönleriyle eleştiriye tabi tutulan çokkültürlülük politikalarından bağımsız olarak bir de antropolojik anlamda bir çokkültürlülük (kültürel çoğulluk/ çeşitlilik) gerçeği vardır. Antropolojik araştırmaların gösterdiği gibi içinde ulusdevletlerin de bulunduğu birçok ülke, tarihi, coğrafi, etnik, dinsel ve genel anlamda kültürel nedenlerle “kendiliğinden” çokkültürlüdür. Bir ülkede farklı etnik, dinsel ve dilsel grupların varlığının kabul edilmemesi durumunda ülkedeki farklı kültürel topluluklar arasında ya da varlığı kabul edilmeyen kültürel gruplarla devlet arasında çatışmaları da içeren büyük sorunlar yaşanabilmektedir. Devletlerin kendi içindeki çokkültürlülüğü veya antropolojik anlamda kültürel çeşitliliği kabul etmesi ve bunu eğitim yoluyla topluma aktarması, sorunun çözümü yolunda önemli bir adım olarak değerlendirilebilir. Batılı anlamda çokkültürlülük ve çokkültürlü eğitim politikaları tartışmalarından bağımsız olarak bir ülkede farklı kültürlerin varlığını tanımak ve farklılıklara saygı göstermek açısından çokkültürlü bir eğitim benimsenebilir ve bu anlamda hiçbir kültürün bir başkasından “üstün” ya da “alçak” olmadığını vurgulayan çağdaş antropolojik yaklaşımdan yararlanılabilir. Bir ülkedeki farklı kültürleri tanımanın ve tanıtmanın bir yolu da ortaöğretimden yükseköğretime kadar okullara antropoloji dersi koymaktır. Bu dersi alan bireyler farklı kültürleri tanıma fırsatı bulabilecekleri gibi kültürel farklılıkların doğal olduğunu kabul edebilir ve bütün farklı kültürlere saygı gösterebilir. Bu anlamda çokkültürlü bir yapıya sahip olan Türkiye’de antropolojinin okullarda ders olarak okutulması, bireylerin hem Türkiye hem de dünya kültürlerini tanımalarına ve ayrıca uzun vadede toplumsal barışın tesis edilmesine önemli katkı sağlayabilir.