Rabelais romanı, Avrupa Rönesansı’nın en önemli kilometre taşlarındandır. Edebiyat alanında Rabelais’nin açtığı kapıdan Cervantes, Shakespeare, Goethe geçecek, tarihsel süreç içinde geniş yeniden üretimin doğuş alanı olarak dünyayı sarsmaya yönelecek olan Avrupa’da büyük bir kültür değişim-dönüşüm dönemi başlayacaktır. Rönesans üzerine ayrıntılı çalışmaları olan kültürbilimci Mihail Bahtin’e göre, bu değişimin temel özelliği, ortaçağın tekil bildirimli ve korkuya dayalı dil ve algı sistemine karşı, Rabelais’in edebiyat alanına taşıdığı grotesk halk kültürünün gülmece kaynaklı çoklu gösterge sistemidir. Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşu, birçok düşünür tarafından bir Kültür Devrimi olarak tanımlanmaktadır. Cumhuriyet sonrası oluşan yeni Türkiye kültür ortamındaki en önemli değişimlerden biri de Köy Enstitülü yazarlar tarafından üstkültüre taşınmış olan grotesk halk kültürü öğeleridir.Rabelais romanı ile Anadolu’dan filizlenmiş Köy Enstitülü yazarların yapıtları arasında önemli koşutluklar ve özdeşlikler bulunmaktadır. Rabelais romanının Batı’da Aydınlanma akımı ve ona tepki olarak doğmuş Romantizm tarafından anlaşılamamış ve değersizleştirilmiş olması ile, Türkiye’de Köy Enstitülü yazarlara ait yapıtların “Köy Romanı” yaftası ile karalanıp kültürel paradigmadan dışlanmış bulunması da benzer bir tablo oluşturmaktadır.