Topluma ait sosyokültürel mirasın oluşmasında, gelenek ve göreneklerin nesilden nesile aktarılmasında âşıkların yeri, önemi büyüktür. Ozan-baksı geleneğinin bir devamı olarak 16.yüzyılda Anadolu’da ortaya çıkan âşık ve âşıklık geleneği yeni coğrafyada yeni bir hayat anlayışına ve zevkine cevap verecek bir biçim ve öz kazanmıştır. Âşıklar, toplum hayatına ait yaşadıkları döneme ilişkin yaşam tarzının, gelenek ve göreneklerin, sosyal ve tabii çevrenin ifade edilmesinde her dönem önemli görevler üstlenmişler, bu önemli görev ve işlevlerini şiirleriyle ve destanlarıyla yerine getirmişlerdir. 20. yüzyıl âşıklık geleneğinin temsilcilerinden zirve şair ve âşıklarımızdan biri de Afşinli Derdiçok’tur. Yüzyıllardan beri gelen halk şairi geleneğinin yetiştirdiği âşıklardan biri olan Derdiçok, âşıklık geleneğinin eski ihtişamını kaybettiği, adeta ayakta kalma mücadelesi verdiği 20. yüzyılda, kısa sürede yaşadığı yörede usta şairliğiyle şöhret bulmuştur. Derdiçok, halk zevkine yaklaşan mahalli ağız özellikleri ile süsleyip bütünleştirdiği sade bir dil kullanmıştır. Yaşadığı döneme ilişkin Kahramanmaraş ve Afşin’in sosyokültürel hayatını şiirleriyle yansıtmış, yaşadıkları ortamın kültürünü ve değerlerini geleneğin penceresinden en güzel şekilde dile getirmiştir. Dertlilerle, Gevherilerle, hatta Karacaoğlanlarla mukayese edilebilecek kadar kendisine önem atfedilen Derdiçok’un, âşıklık geleneği içersinde özel ve önemli bir yeri vardır.