Mardin’de, loğusalık döneminin, anne ve bebek için önemli ve tehlikeli bir dönem olduğuna inanılmaktadır. “Albastı” ya da “Alkarısı” olarak adlandırılan kötü ruhun, anne ve bebeğin hayatını tehlikeye sokacağı düşüncesi hakimdir. Bu nedenle loğusa kadına ve bebeğine yönelik korumalar ve yasaklamalar geliştirilmiştir. Yeni doğum yapmış ve kırk günü geçmemiş kadınları; loğusa kadınlar, erkekler, cenaze ya da yas evinde gelenler ziyaret edemezler. Müslüman Kürt ve Araplar, bebeğin ve annenin yastığının altına kuranı-kerim, muska, makas, iğne, orak, bıçak koymaktadırlar. Süryaniler ise İncil, haç, iğne ve makas koymaktadırlar. Loğusa kadınları ve bebeklerini makas ve iğne gibi metallerin koruduğuna inanılmaktadır. Bazı Kürt köylerinde olduğu gibi Yezidi kadınlar da kırk gün içine çuvaldız koydukları suyu içmektedirler. Alkarısı’na yönelik önlemler, dinsel boyutda değişse de, kültürlerde farklılık göstermemektedir.