Masal, her anlatımda yeniden doğan, coğrafyalar arası göç edebilen geleneksel
bir sözlü kültür ürünüdür. Ne var ki günümüzde sözlü kültürün gündelik yaşamdaki
bağlamsal dönüşümü masalların alışık olduğumuz bağlamını da değiştirmiştir. Masal
artık varlığını sözlü olarak kuşaktan kuşağa aktarılarak olduğundan daha çok elektronik
ya da yazılı kültür ortamlarında sürdürmektedir. Daha önceleri genellikle köyde anlatılan
masal kente gelirken bağlam değiştirmiştir. Masalın kente girerken kendine yer bulduğu
alanlardan birisi de sinemadır. Bu nedenle makalede 11 Mart 2005 tarihinde gösterime
giren Anlat İstanbul adlı sinema filmi, gelenek, modernizm, kentleşme, kültürel erozyon
gibi kavramlar ekseninde bir sözlü kültürden esinlenen bir sinema anlatısı olduğu
göz önüne alınarak çözümlenecektir. Ek olarak filmde konu edilen masalların ve
kahramanların kentteki buhranları, ithal edilmiş bir kültürel belleğin ürünü olmalarıyla
ilişkilendirilerek çözümlenecektir.