Harf, dildeki bir sesi gösteren ve alfabeyi oluşturan işaretlerdir. Bu işaretlerin, kullanıldığı dilin seslerini en iyi ve doğru biçimde göstermesi beklenir. Aynı zamanda alfabenin kolay okunur ve yazılır olması arzu edilir. Çünkü alfabenin kolay öğrenilmesi, doğru yazılıp okunabilmesi eğitimde ve toplumsal yaşamda büyük önem arz etmektedir. Çünkü eğitim ile gelişme, çağdaşlaşma ve toplumsal refah arasında sıkı bir bağ bulunmaktadır. Bu nedenle de 3 Kasım 1928’de gerçekleşen Türk Harf devrimi nedenleri ve sonuçları itibariyle Atatürk devrimleri içinde ayrı ve önemli bir yere sahiptir. Harf devrimi ile kaynağını Arap alfabesinden alan Osmanlıcanın kullanımından vazgeçilmiş, onun yerine Latin alfabesi esas alınarak oluşturulan Türk alfabesi kullanılmaya başlanmıştır. Bu çalışmada Türk Harf devriminin nedenleri ve sonuçları, devrim öncesi ve sonrası yapılan tartışmalar ile yeni yazı sistemine geçilmesinin Türk edebiyatına olan etkileri ele alınmıştır. Harf devriminin düşünsel yönü, kültürel zemini ve sonuçları nitel araştırma yöntemleri ile ve geniş bir çerçeveden incelenmiştir. Beş alt başlıktan oluşan bu çalışmada ilk olarak dil, kültür ve yazı arasındaki ilişki dikkatlere sunulmuştur. İkinci olarak Harf devriminin hazırlık süreci çeşitli kaynaklardan hareketle ele alınmış; üçüncü başlıkta Harf devrimi hakkında yapılan tartışmalar üzerinde durulmuştur. Türk Harf devriminin Batı dünyasındaki yansımalarına dördüncü alt başlıkta yer verilmiştir. Son bölümde ise Harf devrimin Türk edebiyatına olan etkilerine kısaca değinilmiştir. Bu başlıkların her biri ayrı bir araştırma konusu olabilecek niteliktedir. Bu çalışmanın amacı nedenleri, gerçekleşmesi ve sonuçları noktasında Harf devriminin kültürel zeminini genel bir bakış ile araştırmacıların dikkatlerine sunmaktır