20. yüzyıla damgasını vuran totaliter rejimlerin kitleler ve birey üzerindeki etkisini, edebî eserlerde de takip edebilmek mümkündür. Bu bağlamda doğrudan doğruya belirli bir rejimin eleştirisini örnekleyen eserlerin yanında, kimi eserlerde de bir distopya tasarımı içinde dolaylı bir anlatım ve göndermelerle de benzer eleştirel yaklaşımların sergilendiği görülmektedir. Bu tespiti örneklemek adına bu makalede doğrudan doğruya belirli bir rejimin eleştirisini içeren Cengiz Aytmatov’un Dişi Kurdun Rüyaları ve distopya tasarımı içinde dolaylı bir şekilde kendi çağındaki totaliter rejimleri eleştiren Vladimir Nabokov’un İnfaza Çağrı adlı romanları karşılaştırılmıştır. Bu iki romanda da 20. yüzyıldaki totaliter rejimlere doğrudan veya dolaylı bir şekilde eleştiri yöneltilir. Birey baskıcı bir rejimle ve onun yansıması olan bir toplumsal yapıyla yüzleşmek ve çarpışmak durumunda kalır. Bireyin örgütlü topluma karşı bu mücadelesi yenilgiyle sonuçlanır ve böyle bir toplumda yaşaması, hayatını istediği gibi devam ettirebilmesi mümkün olamaz. İşte bütün bu süreç değişik ayrıntılarla her iki eserde ele alınır. Bu makalede bütün bu hususlar ayrıntılı bir şekilde incelenmektedir.