Acımasızlıktan haz alma duygusuyla yaratılan insan, mizahı, olumlu bir pekiştireç aracı mı yoksa olumsuz bir ceza yöntemi olarak mı kullanır? Bu sorunun cevabını endokronolojik sistem üzerinden analiz eden gelotoloji (gülme bilimi), özelde gülmenin, genelde mizahın, insan vücudundaki etkilerini araştıran fizyolojik ve psikolojik bir çalışma disiplinidir. Gündelik hayat içinde, yüzey yapıda, ciddiyetten uzak, eğlenceli, hoş ve önemsiz olarak algılanan mizahın kökeni, insanlık kültür tarihinde, derin yapıda, bilinenin aksine, fiziksel kusurlar, ruhsal bozukluklar, bayağılık, acımasızlık ve gaddarlık gibi olumsuz temellere dayanmaktadır. Bu makalede, negatif mizahın insan psikolojisi üzerindeki tartışılmaz iktidarı, 1600’lı yıllarda Yeni Dünya olarak keşfedilen Amerika Birleşik Devletleri’ne yerleşen göçmenlerin mizah anlayışlarından hareketle, 1840’lı yıllarda Mormon kilisesi liderlerine takılan lakaplardan Amerika’daki müzik, askerî, siyasî, edebî ve gösteri sanatları gibi farklı alanlardaki veriler üzerinde analiz edilecektir. Mizahın temel alanlarından olan etnik mizahın, ‘farklı etnisitedekileri değersizleştirme ve kendi varlığını üstün gösterme’ algısı üzerine hazırlanan makalede, Yeni Dünya yerleşimcilerinin, etnik grupların kimliklerini belirlemede karşıtlıkları asli kriter olarak görerek Üstünlük Kuramı üzerinden, kendinden olmayanı küçümseme, aşağılayarak değersizleştirme felsefesiyle negatif mizahın kullanıldığı tespiti üzerinde durulacaktır. Mizaha yüklenen farklı hatta birbirine zıt anlamlar, Amerikan kültürel dokusu içinde negatif ve pozitif mizah paradoksu çerçevesinde ‘sosyal ceza’ olarak gülme’, sosyal normların ‘teşhir edilmek, alay objesi olmak, eleştirilmek, suçlanmak, reddedilmek, dışlanmak, yargılanmak, aşağılanmak’ gibi cezalandırma yaptırımları boyutuyla ele alınacaktır. Araştırmada, bilişsel algılama olan mizah ve mizahın fiziksel göstergesi gülme eylemi, toplumsal yapının belirleyici unsuru şeklinde ‘sosyal cezaların zaman ve mekân sınırsızlığı’ boyutuyla değerlendirilecektir. Amerikan tarihinden örnekleme yöntemiyle seçilen veriler, Üstünlük Kuramı perspektifinden hareketle mizah eylemini gerçekleştiren kişinin, benliğini rakiplerinden daha üstün görme ve benlik algısını tescilleme duygusundan kaynaklandığını ortaya koyacaktır. Makalenin sonunda, pozitif mizahın Tanrı’dan bir armağan, negatif mizahın ise, şeytanın getirdiği bir ceza yöntemi olduğu düşüncesine ulaşılacaktır.