Bilge Karasu'nun Apokaliptik Bir Anlatısı: İncitmebeni
(An Apocalytic Narrative of Bilge Karasu: İncitmebeni (Don’t-hurt-me) )

Yazar : Seval Şahin    
Türü : Araştırma Makalesi
Baskı Yılı : 2021
Sayı : 107
Sayfa : 649-660
1751    1014


Özet
Bilge Karasu’nun eserlerinde varoluş, kişinin üzerinde düşündüğü en temel problemlerinden biridir. Onun eserlerindeki düşünce ve varlık arasındaki ilişki, çok farklı anlatım teknikleri ve düzlemleri yaratmasını sağlar. Bunların arasında Göçmüş Kediler Bahçesi (1979) masalları birçok farklı anlatı türü ve anlatım teknikleri arasındaki sınırları zorlayan bir eser olması sebebiyle ayrıca incelenmeye değerdir. Göçmüş Kediler Bahçesi’nde Karasu’nun eserlerindeki varoluş ve düşünce arasındaki ilişkide doğa önemli bir yer oynar. Neredeyse tüm masallarda doğanın varlığı ile kişi hayatındaki yeri vardır. Bu ilişkinin özellikle öne çıktığı masallardan “İncitmebeni” ise hem doğanın alımlanması hem de varlık ve düşünce arasındaki ilişkiyi tartışmak açısından çarpıcı bir örnektir. Bu masalda doğa, bir manzara değil, bizzat yaşayan bir organizmadır ve bu organizmanın varlığı ile insanların varlığı arasındaki ilişki tartışmaya açılmıştır. Bu sebeple masalı ekoeleştiri açısından değerlendirmek edebiyattaki varoluş ve düşünce arasındaki ilişkide doğanın konumlanışını tartışmak açısından faydalı görünmektedir. Ayrıca masalın bir felaketin ardından hep bir felakete hazırlanan halkı ile sonunda bu felaketi beklemedikleri yerden yakalamaları sebebiyle “apokaliptik” bir anlatıdır.

Anahtar Kelimeler
Bilge Karasu, Göçmüş Kediler Bahçesi, masal, apokaliptik anlatı, ekoeleştiri

Abstract
In the works of Bilge Karasu, examines the relationship between thought and being, by creating very different narrative techniques and axis in his texts. Among them, the tales in the Göçmüş Kediler Bahçesi (Garden of Departed Cats, 1979) are worth examining as they are a work that pushes the boundaries between different narrative types and comprises many different narration techniques. Nature plays an important role in the relationship between existence and thought in Karasu's works in the Garden of Departed Cats. The nature and its place in one's life are present in almost all tales. One of the tales, "Humbler", in which this relationship stands out especially, is a striking example in terms of both the perception of nature and the relationship between being and thought. In this tale, nature is not a landscape but a living organism itself, and the relationship between the existence of this organism and the existence of humans has been opened to discussion. For this reason, it seems useful to evaluate the tale in terms of eco-criticism so as to discuss the positioning of nature, in the relationship between existence and thought. In addition, the tale is an "apocalyptic" narrative, with its characters who are always preparing for a disaster after a disaster, and finally getting caught to it from somewhere that they were not expecting.

Keywords
Bilge Karasu, Göçmüş Kediler Bahçesi, fairy tale, apocalyptic narrative, ecocriticism