Batı Düşüncesinde Doğu İmgesi: Jonas Hassen Khemiri’nin İstila! Oyunu
(The Image of the East in Western Thought: The Play Invasion! By Jonas Hassen Khemiri )

Yazar : Duygu Kankaytsın    
Türü : Araştırma Makalesi
Baskı Yılı : 2021
Sayı : 107
Sayfa : 857-872
1611    1069


Özet
Bu çalışmada, Jonas Hassen Khemiri’nin İstila! oyununa Edward Said’in oryantalizm bakışıyla yaklaştım. Said, oryantalizmi Doğu ile Batı arasındaki ontolojik ve epistemolojik ayrıma dayanan bir düşünme biçimi olarak görür. Oryantalist bakışta Batı’nın kendisini tanımlamak için öncelikle Doğu’yu tanımlaması ve tanıtması gerekir. Batı, Doğu üzerinde hegemonik bir yapı oluşturur. Doğu ve Batı reel mekânlardan çok kurgusal mekânlar olarak inşa edilirler. Khemiri değişmez Doğu mitine karşın tarihsel perspektifte öncelikle ‘Binbir Gece Masalları’ndaki Abulkasem, ardından İsveç’in önemli şair ve oyun yazarlarından Carl Jonas Love Almquist’in ‘Signora Luna’ oyunundaki Abulkasem’den vazgeçer ve sabitlenmiş Doğulu karakterini yıkar. Khemiri’ye kadar kullanılan Abulkasem miti artık değişmiştir. Khemiri Batı’nın gözündeki değişmez Abulkasem’i oyun içinde herkesi ve her şeyi ‘Abulkasem yaparak’ ve ‘Abulkasemleştirerek’ parodileştirir. İsveç’te geçen oyun İsveç’te yaşayan her Ortadoğulu göçmenin aynı Abulkasem olmadığını vurgular. Oryantalist ırkçılık ve algıyla Doğu ile özdeşleştirilmiş özellikler İstila!’da bir bir deşifre edilirken bununla birlikte sadece Batı’nın gözünden Doğu öteki olarak tanımlanmaz, Doğu’nun da kendini Batı’nın gözünden kavrayışı ve içselleştirmesi vardır. Bu amaçla ilkin oryantalizm kavramını inceledim ardından ele alınan oyunda ötekiliğin çift taraflı olduğunu tartışmaya açtım.

Anahtar Kelimeler
Jonas Hassen Khemiri, İstila!, oryantalizm, öteki, doğu-batı

Abstract
In this study, I approached the play Invasion! by Jonas Hassen Khemiri in the framework of orientalism. Edward Said regards orientalism as a way of thinking that depends on an epistemological and ontological distinction between the East and the West. In the orientalist view, the West must first define and introduce the East in order to define itself. The West establishes a hegemonical structure over the East. The West and the East are constructed as imagined places rather than real ones. With a historical perspective that challenges the irrevocable myth of the East, he disrupts the fixated Eastern character by renouncing first the Abulkasem in One Thousand and One Nights and then the Abulkasem in the play Signora Luna by Carl Jonas Love Almquist, a prominent poet and playwright from Sweden. The myth of Abulkasem takes a new shape after Khemiri. He parodies the Abulkasem that is unchangeable from the perspective of the West by turning everyone and everything into Abulkasem or by ‘Abulkasemizing’ them. The play, set in Sweden, underscores that not every Middle Eastern immigrant living in Sweden is the same Abulkasem. While Invasion! unveils the characteristics associated with the East through orientalist racism and perception; it does not comment on how the West defines the East as the other only. It also reveals how the East perceives and comprehends itself from the perspective of the West. In that regard, I first delved into the concept of orientalism and then opened for discussion the argument that otherness is two-sided in the play in question.

Keywords
Jonas Hassen Khemiri, Invasion!, orientalism, the other, east-west